ANASAYFA FENERBAHÇE GALATASARAY BEŞİKTAŞ TRABZONSPOR TURKCELL SÜPER LİG BANKASYA 1. LİG
GALERİLER YAZARLAR AKTÜEL FİKSTÜR ARŞİV MOBİL EĞLENCE SMS PAKETİ IDDAA
Tezgah kuruluyor
Galatasaray'ın farkının liseden geldiğini herkes biliyor ama liseciler bu farkı yok etti... Liseciler, Polat'a karşı kulübün yüzünü kızartan çok çirkin bir eylem gerçekleştirdi


_Polat kulüp dergisinde Galatasaraylılık üzerine yayınlanan yazısında, "Galatasaray kuruluş sınırlarını çoktan aştı. Yanlış, boş tartışmalarla gücümüzü azaltırız" diyerek liseli-lisesiz kavgasına bir son verilmesini istedi. Siz sürekli bu tartışmanın alevlendirmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Çünkü bir takım liseciler. "Lisecililer" diyorum, "Liseliler" diye çıkıyor. Lisecilerle, liseliler arasında çok fark var. "Liseci" dediğim kafatasçı. Bir takım liseciler Adnan Polat'a karşı çok çirkin bir eylem gerçekleştirdi. Galatasaray'ın yüzünü kızartan bir eylem gerçekleştirdi. Adnan Polat, Galatasaray başkanı olarak artık bu liseciliğin sona vermesini istiyor. Liseliliğe kimsenin itirazı yok. Çünkü Galatasaray'ın farkının o liseden geldiğini herkes biliyor. Ama bu liseciler yok ettiler o farkı. Kafatasçı dazlaklar yok ettiler. 1980'lerde bu hortlamıştı, şimdi bir daha hortladı. Bu Galatasaray'ı bölünmeye götürür. Adnan Polat bunun farkında bunu önlemeye uğraşıyor. Ama ne yazık ki Adnan Polat'ı devirmek için liselileri kullanmaya kalkan dazlaklar tezgahlar kurmaya devam ediyorlar. Her şey iyiye giderken, kadro iyi, teknik direktör iyiyken Adnan Polat'ı nasıl devirirsin; 'liseli değil bu' diye. Adnan Polat da liseciliğin ne kadar büyük aptallık ve yanlışlık olduğunu anlatmaya uğraşıyor.

_"Çok çirkin bir eylem yapıldı" dediniz. Bu konuyu biraz açar mısınız?
Şimdi her sene Galatasaray'a yeni üye olanların üyelik kartları posta ile gönderilirdi. Adnan Polat diyor ki "Bu Türkiye'nin en değerli, en anlamlı kulüplerinden biridir ve dünyanın en zor üye olunan kulüplerinden biridir. Galatasaray'a önüne gelen üye olamaz." 'Ben 1 milyon dolar yatırayım, beni üye yapın' desen üye olamazsın. Galatasaray Lisesi üyesi olmayan bir kişinin Galatasaray kulübüne üye olması için devenin 8 hendek atlaması lazım. "Çok zor" diyor "Bu kulübe üye olmak. Onun için üyelik kartlarını posta ile göndermeyelim. Her sene gelenek başlatalım. Toplantı yapalım ve bu toplantıyı Galatasaray Lisesi'nde yapalım ve yeni üyeler Galatasaray'ın nerede kurulduğunu görsünler. Orada kendilerine Galatasaray üyeliğinin ne olduğunu anlatalım. Ondan sonra kartlarını elden kendilerine verelim." Bundan daha güzel bir şey olur mu? Bu toplantıyı o sene üye olan Galatasaray Lisesi mezunları sabote etti.

KALBİMDEN SİLERİM
Adnan Polat konuşurken Tevfik Fikret Salonu'nu terk ettiler. Konuşma bitince de gürültü, patırtıyla, ayaklarını yerlere vurarak salona girdiler. "Biz böyle başkan tanımıyoruz." Bunun arkasında kim var!.. "Adnan Polat giderse ben gelirim" diyen iki tane liseci kafa!.. Tanrı Galatasaray'ı onlardan korusun. Ben bu liseciler yüzünden Galatasaray üyeliğinden istifa ettim. Galatasaray üyeliği dünyanın en zor ulaşılan üyeliğinden istifa ettim. Bu kafa devam ederse Galatasaray taraftarlığından da istifa ederim. Sadece cüzdanımdaki Galatasaray kartımı değil, kalbimdeki Galatasaray imajını da siler atarım arkadaş. Benim kulübümde kafatasçılık yok. Hiçbir kulüpte kafatasçılık olmaması lazım.

_Arda "Pasaportum başka olsaydı, takımım da farklı olurdu" dedi. Yurt dışında fazla oyuncumuzun olmaması pasaport ile mi ilgili!
Acemice bir laf. 'Avrupa Birliği pasaportu taşısaydım başka olurdu' demeye getiriyor. Avrupa'da oynayan Brezilyalı ya da Arjantinliyle Türk arasında hiçbir statü farkı yok. Üstelik bütün Avrupa takımları biliyorlar ki kendilerinde forma giyecek Türk futbolcunun özel seyircisi olacak. Bayern Münih'e bir Brezilyalı gelince Bayern Münih'in seyircisi artmaz. Ama Bayern Münih'e bir Türk giderse, Münih'teki bütün Türkler onu izlemek için maça giderler. Yani Türk, Brezilyalıdan da avantajlı. Güney Amerikalıların hepsi Avrupa'da yabancı statüsünde oynuyorlar. Ne farkın var? Arda ile Elano'nun hiçbir farkı yok Avrupa'da!.. Bu acemice edilmiş bir laf. Şöyle bir fark olabilir: "Benim ümit takımlarında karşı karşıya oynadığım adamlar şimdi iyi yerlerde" diyor Arda. Bu dediği bir açıdan doğru. Çünkü adamların pazarlaması iyi. Menajerleri iyi.

_Bizim 'Sıradan' diyeceğimiz futbolcuyu bile Avrupa'nın en iyi takımına satabiliyorlar! Bize sokuşturdukları futbolculara bir baksana!.. Türkiye'ye gelen yabancıların yüzde kaçı işe yarıyor. Bunların hepsi pazarlama. _Galatasaray-Beşiktaş derbisi oynanacak. Galatasaray favori görünüyor. Sizin tahmininiz nedir?
Galatasaray kadro olarak Beşiktaş'tan misliyle üstün. Bu iki kadro 100 maç yapsalar 99'unu Galatasaray kazanır. Ama futbolda o 100. ihtimal her zaman var. Futbol bu işte.

_Estonya maçının kahramanlarından biri de Tuncay'dı. Türkiye'deyken 'Müthiş koşuyor, mücadeleden hiç vazgeçmiyor' diyorduk ama İngiltere'ye gitmesinin ardından özellikle son vuruşlarda kendisini daha da geliştirmiş görünüyor.
Fenerbahçe'de Tuncay kullanılmadı. Fenerbahçe'de Tuncay yedek jokerdi adeta. İlk 11'in adamı bile değildi. Oynadığı maçlarda da nerede ihtiyaç varsa orada görev yapıyordu. Bülent sakat Bülent'in yerine sağ bek gibi oynuyor, Hıncal sakat Hıncal'ın yerine sol açık gibi oynuyor. Nerede ihtiyaç varsa oradaydı ama oranın esas adamı hiç yapmadılar. Böyle düşündükleri için de antrenmanlarda adamın üstüne düşmediler. Bunun eksiği nedir, fazlası nedir; bakılmadı. Ama İngilizler tonla para verip aldığı zaman adamı ona göre antrenman yaptırıyor. Giden Tuncay ile bugünkü arasında dağlar kadar var futbolu açısından. Emre ile beraber attıkları gol. Yüz kere antrenmanda çalışsan olacak şey değil. Golü başlatan adam Tuncay, bitiren de Tuncay. Eski Tuncay da bu var mıydı? O topu içeriye doğru verirken kendisine verileceğini biliyor. 'Ben nerede olmalıyım ki golü atmalıyım' diyor ve olması gereken yere gidiyor ve top da geliyor. Bir gol de böyle atılır zaten. Fenerbahçe'deyken bu çocuk dolap beygiri gibi aynı topu verirdi ama top ona geri gelmezdi. Gelmeyince de koşmazdı bir daha. Niye koşsun; boşu boşuna. Alamayacağını bile bile oraya koşar mısın? Fenerbahçe'deyken oynatamıyorlardı Tuncay'ı!.. Fenerbahçe yönetimi sevinmiştir, ihtiyacı olmayan bir adamı gönderdiği için. Oysa takımın Tuncay'a ne kadar ihtiyacı olduğu ortaya çıktı.






YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Perişan ederiz   / 08-09-2009
 Hakemler korkuyor   / 03-09-2009
 İki eksiği var   / 02-09-2009
 Fener'e sevindim   / 01-09-2009
 Ya dünyayı kandırdıysa   / 26-08-2009
 Rijkaard yanlış yolda   / 25-08-2009
 İnanılır gibi değil   / 19-08-2009
 Yuh olsun!   / 18-08-2009
 Yürekleri yetmez   / 12-08-2009
 Tesadüfen kazandı   / 11-08-2009
 
 
Tezgah kuruluyor
Gol için oynamalı

 
 
Puan Tablosu Toplu Sonuçlar Haftanın Maçları

  Takım  O   G   B   M    A     Y     P  
Tümünü göster...
4.HAFTA
Fenerbahçe 2 Manisaspor 1
Trabzon 1 Bursa 1
Kayseri 3 Denizli 0
Ankaraspor 0 Galatasaray 2
Kasımpaşa 0 G.Birliği 4
Ankaragücü 2 İ.B.B. Spor 2
Sivas 0 Diyarbakırspor 2
Beşiktaş 0 Gaziantep 0
Eskişehir 2 Antalya 1
5.HAFTA
Manisaspor Sivas
Bursa Fenerbahçe
İ.B.B. Spor Trabzon
Antalya Ankaragücü
G.Birliği Eskişehir
Denizli Diyarbakırspor
Galatasaray Beşiktaş
Kayseri Ankaraspor
Gaziantep Kasımpaşa
 
Turkuvaz Yayın Sabah Forbes ATV ŞamdanFotomaç Transport DergiTakvim Gazetesi Auto Moto SportYeni Asır Cosmopolitan Para Dergi Global Enerji House Beautiful Bazaar Esquire Yeni Aktüel Bebeğim ve Biz Oto Haber Sinema Dergisi Homeİşte İnsan Cosmo GirlSofraCosmopolitan Bride Sabah Emlak ATV AvrupaSabah Avrupa Turkuvaz Kitap

Fenerbahçe | Galatasaray | Beşiktaş | Trabzonspor | Turkcell Süper Lig | Bankasya 1. Lig | Aktüel | Yazarlar | Sayısal loto | Süper toto | Şans topu
Künye / İletişim | Gizlilik Bildirimi | Bize Ulaşın | Ana Sayfa

Turkuvaz Medya Grubu Copyright © 2003, 2008 - Tüm hakları saklıdır.
Turkuvaz Gazete Dergi Basım A.Ş.

Turkuvaz Media Digital