Fenerbahçe, gene bir 90 dakikayı taraftarlarını hop oturtup hop kaldırarak izlettirip 3 puanı alan takım oldu. Gerçekten de golü bulduktan sonra rahatlamak gerekirken skoru koruma adına oyunu rakibe teslim etmek bir gün Daum'un başını yakabilir. Sheriff takımı çok koşan, çok mücadele eden ama tecrübesiz oyunculardan kurulu bir takım. Eğer işi bilen ayakları olsaydı dün sahadan çıkacak skor bizi böylesine sevindirmeyebilirdi. Sakat olan Gökhan Gönül, Güiza ve Santos, İstanbul'da bırakılmış Vederson ve M. Topuz ise kulübeye çekilmişti. Yani bir anlamda 5 futbolcuyla Fenerbahçe rotasyona uğramıştı. İlk 45'te Emre'nin mükemmel bir şutu ve bizim tribünden ofsayt olup olmadığına karar vermemizin çok zor olduğu, attığımız bir gol vardı hepsi o kadar. İkinci yarıya ise daha iyi başladık. Kazım net pozisyondan yararlanamadı. Topun bizde kaldığı dakikalarda Semih'in harika asistini Alex gole çeviren adam oldu.
Bu futbol yeter mi? Burada Semih, adeta Alex'e 'Hep sen mi bana attıracaksın bir de ben sana attırayım' der gibiydi. Ne olduysa o golden sonra oldu. Kontrol tamamen rakibin eline geçti kalemizde zor anlar yaşadık. Daum, M. Topuz ve Deivid'i aynı anda alarak Kazım'la Uğur'u dışarı çıkardı. İşlemeyen kanatlara işlerlik getirmek istedi. Ama bu değişiklik de son dakikalarda ecel terleri dökmemizi engelleyemedi. Zor bir 90 dakika geçirdik ama çok önemli 3 puan aldık. Amaç gruptan çıkmaksa, bu 3 puanın önemi ileriki günlerde çok daha iyi anlaşılacaktır. Futbol adına güzelliklerle dolu bir gece yaşamadık, sadece skora sevindik. Burada Emre ve Semih'in mücadelesini alkışlarken Cristian'ı da asla unutmayalım. Hem arkadaşlarının kademelerine iyi girdi hem rakiple iyi boğuştu hem de aldığı topları iyi kullandı. Son olarak galibiyete sevinelim ama önümüzdeki Bükreş ve Twente maçlarına bu futbolun yetmeyebileceğini söyleyelim.