Efes Pilsen-Fenerbahçe Ülker maçı sonrasında yaşananları izlerken insanlığımdan utandım.. Sahaya inen bir grup holigan, oyunculara saldırıyor... Neymiş, Fenerbahçe şampiyonluğu kaybetmiş... Öyleyse "öldürün" Efes Pilsenli oyuncuları!.. Kafa bu... Günlerdir işlenen bu... Basketbol Federasyonu'nun, kafasını kuma gömerek görmezden geldiği facia bu... Yazıklar olsun... Kimse münferit bir olay falan zannetmesin, göz göre göre yaşandı tüm bu kepazelikler... Üçüncü galibiyet sonunda hakem kararına isyan eden Fenerbahçe cephesinde yaşananlar, son maçta yaşanacakların "teminatıydı" aslında.. Sahaya atılan binlerce yabancı madde, hakemlere saldıran oyuncular ve teknik heyet... O maç sonrası federasyon federasyon olsa, öyle ağır cezalar verirdi ki, finalde kimse yerinden kıpırdayamazdı... Ama federasyon uyudu... Adama kabahatini söylemezsen, ayıbını hüner sanır derler... Aynen öyle oldu... Bazı yöneticilerin bir bardak suda fırtına koparmasıyla tahrik olan tribünlerin patlamaya hazır bomba olduğu daha maçın başında belliydi... Yine de Allah korudu... Binlerce taraftar, sahaya inen holiganlara uymadı... Yaklaşık 50-60 kişinin yaptığı rezillikle kaldı olay... Çok şükür yaralanan ya da ölen yok ama yakındır, bu gidişle o da olur... Kaybetmeyi bilmeyen, camiaları kazanmaya şartlandıran, kaybedince bunu başka faktörlere bağlayan ve kendilerini sürekli aklayan yönetici tipiyle spor sahalarında büyük bir facia yaşamamız an meselesidir... İşte bu nedenle herkes aklını başına alsın... Tribünleri tahrik etmek, harekete geçirmek, sahaya indirmek dünyanın en kolay işidir... İki laf edersiniz binlerce insan birbirine girer ama o sahaya inenleri tekrar tribüne çıkarmak, başlamış olayları sonlandırmak da dünyanın en zor işidir... İyi niyetle olayları önlemeye çalışan Ali Koç bu zorluğu son maçta birebir yaşayan yöneticilerden biri... Dilerim bu tecrübesini diğer bazı yöneticilere de aktırır ve tahriklerin ne kadar tehlikeli olduğunun altını çizer... Öte yandan şu olaylar sporu spor kurallarıyla oynatan bir Avrupa ülkesinde yaşanmış olsa Fenerbahçe Ülker ya küme düşürülür ya da birkaç sezon seyircisiz oynama cezası alırdı. Turgay Demirel federasyonunun ise böyle bir olaya cesaret edebileceğine ihtimal bile vermiyorum. Yine üç kuruşluk para cezasıyla olayı geçiştirirler, bir kısım yalakalar da medyadan destek verip olayı örtbas ederler... Taa ki bir büyük facia yaşayana kadar bu çark böyle döner... Ne yöneticisi ders alır, ne taraftarı, ne federasyonu... Gün gelir katliam çıkar o zaman da herkes topu birbirine atmaya başlar...Her neyse, yapılan yapanın yanına kâr kaldığı müddetçe sportif facialardan uzaklaşmamız mümkün değil.. Tehlikeli sularda geziyoruz Allah sonumuzu hayır etsin... Not: Bu tür çirkinlikler marka değerlerini korumaya büyük önem veren dev firmaların, yaptıkları sponsorluk anlaşmalarını gözden geçirmelerine neden olur ve sonunda bunun zararını Türk sporu çeker... Benden söylemesi.
