Ayhan Akbin: Mondragon, Hakan-Ümit-Necati oynarsa Galatasaray kazanır. Gürcan Bilgiç: Daum kontrollü oynamayı bilir. Fenerbahçe yenilmez.
***
Kafa kafaya
Akbin: Gerets, Aykut'u yanaklarından öperek ikna etmeli, kaleyi Mondi'ye vermeli. Bu doğruya Necati-Hakan-Ümit üçlüsü de eklenirse iş kolay:
GALATASARAY TUR ATLAR Kadıköy'de oynanan maçtan önceki yorumumda, "Mondragon ve Saidou oynarsa Galatasaray kesin kazanır" demiştim. İkisi de oynamadı, Galatasaray kaybetti. Aykut maç içinde çok fazla hata yapmadı. Ama son dakikalarda Alex'in frikik golünde amatör bir kaleci görünümündeydi. Barajı yanlış yere kurdurdu. Yanlış yerde durdu. Bu hatalar ona yakışmadı. Gerets'in bir şekilde Aykut'a şans vermesini olumlu karşılayanlardanım. Şöyle ki; oynamayan oyuncular da bir gün forma bulacaklarını ümit ederek antrenman yapıyorlar. Hocalar için en uygun o bir gün de (rakibi olan oyuncu çok kötü oynamıyorsa) kupa maçları. Bu açıdan bakıldığında Gerets haklı sayılabilir. Ancak futbol federasyonunun kupayı paralı hale getirmesi ve rakibin F.Bahçe olması önce G.Saray, sonra da sırasıyla Gerets, Aykut ve diğer az şans bulan oyuncular için iyi bir zaman olmayabilir. Kadıköy'deki maçın bitiş düdüğünden sonra Aziz başkan; Ergun Gürsoy, Ali Gürsoy ve beni, diğer Fenerbahçeli yöneticilerle birlikte misafir etti. İlk cümlesi "Biz bu galibiyetten sonra üzerimizdeki kara bulutları atarız ve her şey F.Bahçe için iyiye döner" demişti. Gerçekten de öyle oldu. F.Bahçe, Konya ve Ankaragücü maçlarında hem çok gol attı. Hem de iyi top oynadı.
Üç santrforu oynatmalı Galatasaray için de bugünkü maçın ileriye ümitle bakmak, moral bulmak için çok büyük önemi var. Kaldı ki başkan Canaydın bile televizyonda 'az da olsa Fener maçının seçimi etkileyebileceğini' söyledi. Ben Galatasaray'ın hocası olsam; Aykut'un yanaklarından öper, gönlünü alırım ve Mondragon'u oynatırım. Ben Galatasaray yöneticisi olsam; hocaya bu maçın, telafisi olmadığını anlatır, "Kaybedersek de Mondragon'la kaybedelim" derim. Buraya kadar ben bir kalecinin, bir takım için ne kadar önemli olduğunu paylaştım. Umarım Gerets de doğruyu görür ve camiayı sıkıntıya sokmaz. Gerets'i yakından tanıyorum. Birçok uygulamasında özellikle de Hakan, Necati ve Ümit'i birlikte oynattığında herkes eleştirirken ben destekledim. En kuvvetli rakip F.Bahçe'ye bile 3 santrforla Kadıköy'de üstün oynadılar. Ama Trabzon ve Erciyes karşısında Hakan'ı oynatmama yanlışına düştü. Seviniyorum çünkü Hakan kendi imkanlarıyla bugünkü maçta formayı aldı. Ümit ve Necati de oynamayı hak ediyor. Zaten üçü birlikte oynar, bunlara Mondragon eklenirse, dolu tribünler önünde diğer oyuncuların da katılımıyla, takımın son 4 maçtaki fizik gücüne de güvenerek, "Galatasaray turu geçer" diyorum.
Bilgiç: İlk maçtaki 2-1'lik sonuç F.Bahçe'nin avantajı. Gerets kontrollü oynamayı sevmez, saldıracaktır. Daum ise kontrollü oynamayı bilir. Yani
F.BAHÇE YENİLMEZ Bu maçın adına kupa rövanşı mı diyeceğiz, yoksa kendinden özel derbi mi? Bu ayrımın yapılması önemli. Çünkü iki ayrı maçın, iki ayrı havası ve taktiği olur. Maçı kupa rövanşı gibi yaşacak olan takım F.Bahçe olacak. Bunun elbette ki öncelikli nedeni ilk maçı 2-1 kazanmış olması. Aynı şehrin takımları arasında deplasman golü kuralının konmasıyla, F.Bahçe kendini bir üst tura çıkartması gereken önlemleri düşünecektir. Elbette Ali Sami Yen'de oynamanın yaratacağı tedirginlik de taktik anlayışta egemen olacaktır. G.Saray'ın hem tur için, hem de oynadığı son üç maçı da kaybettiği ezeli rakibi karşısındaki kötü gidişine son vermek için galibiyete ihtiyacı var. 1-0 kazanması halinde turu geçeceğini bilmesi, Gerets'i kontrollü oynamaya iter mi? Sanmıyorum. Belçikalı hoca tempolu ve ofansif futbol anlayışını Saracoğlu'nda bile değiştirmedi. Yenildiği karşılaşmada, oynadığı futbol ile beğeni topladı. Ancak F.Bahçe'yi yenmek için sahaya çıkan tüm takımlar aynı akibete uğradılar. Bu nedenle kontrollü anlayış G.Saray'a uygun bir düşünce olmadığı gibi, aynı zamanda F.Bahçe'nin ekmeğine de yağ sürer.
Anelka yok, sorun yok Anelka'nın sakatlığı veya bu maçta oynamamasına neden olan sebep her neyse, bu maçta F.Bahçe'nin gücünü fazla etkilemeyecek. Son 1.5 maçta Anelka'sız 8 gol atan sarı-lacivertli ekip, Ali Sami Yen'de de sahaya daha dirençli bir takım ile çıkacaktır. Daum, Hakan Şükür'e karşı Servet'i oynatıp, Deniz Barış'ı yine defansın önünde oynatacaktır. Dirençli ve çalışkan orta saha ile rakibi kendi alanlarında kabul edip, ayağa etkili paslarla hücum geliştireceklerdir. F.Bahçe bu maçta oyunu G.Saray'a bırakacak, istediği gibi top dolaştırmasına izin verecek ve etkili ataklarla rakip kaleye gidecektir. 2-1'lik skorun avantajı ellerinde, bir de gol atarlarsa Sami Yen'de G.Saray için zor dakikalar başlayacaktır. Avantajlı görünen F.Bahçe'ye karşı, G.Saray'ın yüksek baskıyla oynaması da kırılma noktasının temelini oluşturuyor. Hafta sonu yapılacak kongrede kimin kazanacağı, bu maçın skoruna da endekslendi. Genelde sportif başarıları, oy atarken değerlendirmeyen G.Saray kongresi ilk kez bu galibiyete böylesine endekslendi. İkinci olarak, daha önce de belirttiğimiz gibi son üç maçta da F.Bahçe'ye yenilen G.Saray kadrosu, bu şablonun ağırlığını hissediyor. Zor bir 90 dakika olacak. Kağıt üstündeki verilere baktığımızda F.Bahçe kaybetmez.
AYHAN AKBiN - GÜRCAN BiLGiÇ