12 Eylül 2016 | Pazartesi

Saha liderin yoksa!

Fenerbahçe nihayet o özlediği seyircisine dün kavuştu. Bilet fiyatlarının makul seviyeye çekilmesi işe yaramış. 12. adamın dünkü coşkusu çok iyiydi ama maça temposuz ve dağınık başlayan bir F.Bahçe vardı sahada.
Kaleyi bulmayan şutlar, rakibe kurulamayan baskı, Bursaspor'u cesaretlendirdi.
İlk yarıda Batalla'nın attığı bir gol var ki, Roman adeta roman okumaya dalmışçasına kafayı vurdurdu Batalla'ya.
Fenerbahçe golü yedikten sonra Van Persie kenara geldi. 'Hollandalı forvet madem hazırdı neden 11'de başlamadı' diye sormak lazım Advocaat'a.
İlk yarıda Bursaspor çok rahat top çevirdi.
Fenerbahçe presten uzak, yana ve geriye oynamayı tercih edince tribünlerden protesto sesleri yükseldi. İlk yarıda tribünlere keyif vermeyen bir Fenerbahçe vardı sahada. Sow ve Lens de etkisizdi.
Fenerbahçe'nin kenar bekleri hiç ileri çıkamadı.
Orta saha güçsüz. Bu takım oyun ritmini bu şekilde yakalayamaz. Sahanın en kısa boylu oyuncusu Batalla'ya kafa golü attırmaları da Fenerbahçe'nin daha takım olmadığının bir göstergesi.
Oyunu hızlandırmaya çalışan, kişisel becerisi ile farklılık yaratmaya çalışan Volkan Şen'in 63'te üst direkte patlayan şutunun ardından yine Volkan Şen'in 66'daki şutunu bu kez Aziz gol çizgisinden çıkardı.
Aziz'in golü önledigi pozisyondaki hızı ve hamlesi jeneriklere geçer. Son 30 dakika Bursaspor çok geriye yaslandı ve sadece kalesini savundu. Hâl böyle olunca Fenerbahçe maçı tek kaleye çevirdi.
Harun müthiş kurtarışlar yaptı.
Son bölümde Emenike de girdi. Advocaat bütün silahlarını sahaya sürdü ama silahlar tutukluk yapınca bir yenilgi daha geldi. Advocaat geldiğinde 'Pereira kadar puan toplayamaz' demiştim. Geride kalan 3 hafta bu iddiamı doğrular nitelikte geçti.
Fenerbahçe'nin bu oyuncu topluluğu ile işi çok zor. Lider oyuncu yok. Yaratıcı oyuncu da çok az. Kadro mühendisliği baştan aşağıya yanlış. 2 hocaya göre transfer yaparsanız sonucuna da katlanırsınız...

TAKIM OLMANIN FARKI
Hırvatistan karşısında milli forma ile harika bir futbol ortaya koyan Okay Yokuşlu, dün maçın başında gördüğü sarı kartın faturasını Ndiaye'nin attığı golde çok ağır ödedi.
Okay, orta sahada Trabzonspor'u atağa kaldırmak isterken Ndiaye'ye topu kaptırdı, ardından kırmızı kart görmemek için faul yapmadı. Ama gole giden Ndiaye'yi faulle durdurması gereken Uğur Demirok'tu; başaramadı ve yediği çalım, Trabzonspor'un geriye düşmesine neden oldu.
Artık son günlerini yaşayan Avni Aker'in bozuk zemininde iki takımdan da iyi futbol beklemek hayalcilik olurdu. Onazi, Castillo gibi teknik kapasitesi yüksek oyuncular bozuk zeminden çok etkilendiler.
İlk yarıda Trabzonspor bütün ataklarını soldan Güray ile yaparken, Suk'un kalabalık Osmanlıspor savunması arasında etkili olamadığını gördük.
Sağ taraf için hâlâ arayışta olan Ersun hocanın Zeki Yavru'nun yerine Mustafa Yumlu'ya görev vermesi sürprizdi. Sağ önde oynayan Yusuf Erdoğan ilk yarıda hücuma katkı veremedi. İlk yarıda Trabzonspor'un Suk'la rakip kaleyi yokladığı pozisyonda Karcemarskas iyi bir kurtarış yaptı. İlk yarıda Delarge'ın Mustafa Yumlu'nun dizine bastığı pozisyonda sarı değil kırmızı kart çıkmalıydı.
İlk yarıda kötü oynayan Okay'ın yerine Aytaç'ın, Yusuf'un yerine de Muhammet Demir'in girmesi Trabzonspor'a hareket getirdi. Osmanlıspor ligin en hazır takımı ve müthiş hücumcuları var. Dün ne Durica ne de Uğur Demirok, Ndiaye'yi durdurmayı başaramadı. Trabzonspor; Gaziantepspor ve dünkü Osmanlıspor maçında çok pozisyona girdi, zaman zaman iyi oynadı ama kaybetti. Trabzonspor'un uyumu yakalayıp takım olabilmesi için zamana ihtiyacı var. Trabzonsporlulara düşen görev bu takımı sabırla desteklemek...
Bu Trabzonspor yeni stadında büyük başarılar elde edecektir...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.

GÜNÜN DİĞER YAZARLARI

SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor