Yunus Akgül

Yunus Akgül

14 Ekim 2017 | Cumartesi

Kaçırdığımız sadece kupa değil ki!

Rüya bitti, uyandık. Aslında rüya mıydı, kabus muydu o da belli değildi ya... İte kaka, umudumuzu hep bir sonraki maça erteleye erteleye yaşadığımız kabus dolu uykudan, İzlanda'nın dürtmesi ile uyandık demek daha doğru galiba...
Bu şampiyona bizim için sona erdi.
Önümüzdeki maçlara bakıp, sonucunun hüsran olacağı muhtemel gözüken yeni umutların peşinde koşacağız.
Daha 2022 var, 2026 var; var oğlu var.
İyi de koca bir milleti hayalle uyutan, kabusla uyandıranlara ne olacak, ne yapılacak?
Medya birkaç gün daha yazar, çizer, konuşur, yorumcular birkaç gün daha yerden yere vurur. Hiç kuşkunuz olmasın 10 güne kalmaz her şey unutulur, taa ki yeni bir kabusa kadar.
Yahu yetkili bir kimse, bir kurum çıkıp da sormayacak mı "Yağ var, un var, şeker var da neden bu helvayı yapamıyoruz" diye…

Bunca rezaletten sonra
Şimdi... Türkiye Futbol Federasyonu lütfetmiş, kafa yormuş ve bir de çare üretmiş; 2022'ye hazırlık için kadro gençleştirilecekmiş. Bizim bütün sıkıntımız sadece Arda, Emre, Burak, Selçuk, Volkan vs. olsa, gönderirsin ve sorun biter.
Yaşanan bunca rezaletten sonra Türkiye Futbol Federasyonu'ndan kamuoyuna inandırıcı, ayağı yere basan "Olan oldu, hiç değilse geleceğe umutla bakabiliriz" dedirtecek bir açıklama dahi yapılmadı.
Gerçi, açıklama yapılsa bile inanan olur mu? Zira,"ecek-acak" mastar eklerine sahip içi boş cümlelere değil, master plana sahip sahici yöneticilere ihtiyacı var Türk futbolunun...
Örneğin; futbolumuzun temel direkleri olan kulüplerimizi yeniden yapılandıracak bir idari yapı ve borç batağından çıkaracak sağlıklı bir ekonomik yapı üzerinde çalışmaya başlanması...
Örneğin; altyapıya yatırım yapılarak oradan gelen sporcuların liglerde oynayabilmelerinin önünün açılması...
Örneğin; Türk futbolcuların liglerde daha fazla süre alabilmeleri için çare bulunması...
Örneğin; her maçta ayrı bir teknik adamla değil, "2022'nin teknik ekibini kuruyoruz" gibi başlıkları içeren plan ve kararlılığı olan yöneticilere ihtiyacı var.

Eğer dert edersen, bu listeye, daha neler neler ilave edilir, neler neler… Ama kimin umurunda!.. Nasıl olsa birkaç gün sonra unutulacağını ve aynı bozuk düzenin tıkır tıkır işleyeceğini bildikleri için "İyisi mi yat kulak üstüne!" politikasına devam ediyorlar.
Israrla yazıyor ve söylüyoruz; "Spor, sadece spor değildir" diye… Dünya Kupası'na gidememekle neler kaybettik dönüp bi'bakın; maddi açıdan düşünecek olursak milyarlarca dolar... Hadi onu da bir kalem geçelim, adeta Sırat Köprüsü'nden geçtiğimiz şu günlerde, asıl bizi birbirimize kenetleyecek en önemli motivasyon gücünü kaybettik.
Oysa, bu sayede milletçe moralimiz o kadar yüksek olacaktı ki, dünya karşımızda olsa ne gam!..
Kaçırdığımız sadece Dünya Kupası şansı değil, gördüklerimiz karşısında bu gidişle aklımızı da kaçıracağız.

TAMAMEN DUYGUSAL
Geçtiğimiz günlerde küçücük bir haber gözümüze çarptı. Birleşik Arap Emirlikleri'nden üst düzey bir yetkili, Katar'ın 2022 Dünya Futbol Şampiyonası'nı düzenlemekten vazgeçmesi durumunda ilişkilerin yeniden düzeleceğini açıklamış.
Hatırlarsak, kısa bir süre önce BAE, Mısır, Suudi Arabistan gibi ülkeler kimsenin akıl erdiremediği bir gerekçe ile Katar'ı ablukaya alıp yok etme planını devreye sokmuşlardı. Şimdi, Katar'da düzenlenecek 2022 Dünya şampiyonası ile Körfez krizini nasıl aynı satırda okuyacağız?
Spor dünyası en masum tabirle çok kirli, çok karmaşık bir çıfıt çarşısı... Dışarıdan görünenle içerisi aynı değil, içerisi bambaşka... Bu zeminde tamamen duygusal(!) büyük rakamlar döndüğü için oyun, asla kuralına göre oynanmıyor. Statü uğruna her şeyi mübah gören, hem maddi hem manevi menfaatlerin peşine düşmüş kifayetsiz muhterisler kural tanımıyor.
Spor, güçlülerin hükmünde şekillendiği sürece fair play, olimpik ruh, adil rekabet, kalite, kural yok hükmünde kalmaya mahkum… Hiç boşuna hayal kurmayın...


ATMASYONDAN DEĞİL AMPUTASYONDAN…
ürkiye seninle gurur duyuyor" ne müthiş bir cümledir.
Böylesine anlam yüklü bir cümleyi, hak eden, etmeyen herkes için gerekli gereksiz her yerde kullanarak heba ettiğimizi, çiğneye çiğneye ufaladığımızı düşünür, üzülürdüm hep… Ne mutlu ki bu defa söz yerini buldu; sahibine kavuştu, layığıyla buluştu.

Türkiye-Almanya....................7-0
Türkiye-Gürcistan................9-0
Türkiye-İspanya......................4-0
Türkiye-Rusya.......................2-1
Türkiye-Polonya......................2-0
Türkiye-İngiltere..................2-1

Bu sonuçlar, Türkiye'nin ev sahipliğinde düzenlenen Avrupa Ampute Futbol Federasyonu (EAFF) 2017 Şampiyonası sonuçları… Buna vesile olanlarla gurur duymamak mümkün mü?
'Ampute' bir uzvu vücuttan kesip almak demek… Türkiye Bedensel Engelliler Federasyonu (TBESF) bünyesindeki Ampute Milli A Futbol Takımımız final maçında İngiltere'yi 2-1 yenerek şampiyon olunca, tıpkı 'Paralimpik' gibi, 'Ampute' kelimesinin de anlamını nihayet öğrendi Türkiye'm...
A Milli Takım'lı Dünya Kupası hayallerimizi İzlanda toprağa gömdükten sonra ders niteliğindeki böyle bir Avrupa şampiyonluğu, tam manasıyla ilaç gibi geldi. Atmasyondan değil amputasyondan güldü yüzümüz… Tek ayaklı kramponlar uzuv eksik olsa da ruh tamsa, "Tamam" olduğunu gözümüze soktular.

Bir mayın sebebiyle hayallerine nokta koyan, doğuştan veya sonradan engelli olduğu için hep bir eksiklik hissederek bazı şeylerden mahrum kalacağını düşünen insanların, 45 bin kişinin önünde "Türkiye, Türkiye" tezahüratları arasında, birçok engelsizin rüyasını bile göremeyeceği böyle bir anı yaşamaları ve kupayla çekilen fotoğrafları, torunlara bırakacakları en güzel mirastır.
İsabetli kararları Diğer yandan, ülkemizde hâlâ bir sosyal sorumluluk projesi gibi bakılan engelli sporunun birçok branşı, dünyada artık kıran kırana geçen müsabakalara sahne oluyor.

Sporcular, ülkelerine başarı kazandırmak adına her gün saatlerce antrenman yaparak müsabakalara hazırlanıyorlar.
Tekerlekli sandalye basketbol müsabakaları, içlerinde en popüler olanı...
Böyle olunca, artık engelli sporlarında da ciddi rakamlar dönmeye başladığını ve hatta doping olaylarına rastlanıldığını görmekteyiz.
Ampute Futbol Takımımız'ın bu başarısının, engeli olan insanların neleri başarabileceğini bizlere göstermesi açısından ayrı bir önemi var.
Bunun üzerinde epey düşünmeli, bu işin bir sosyal sorumluluk projesi olmadığını anlamalı ve profesyonel bir gözle bakıp değerlendirmemiz gerekiyor.

Israrla bu alana yatırım yapan, onları yalnız bırakmayan TBESF Federasyonu ile sporcuların bir dediğini iki etmeyen Spor Bakanlığımızın ne kadar isabetli bir iş yaptığının da altını çizmek gerekiyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor