Beşiktaş’ta neler oluyor?

Beşiktaş'ta futbol düzenine sportif anlamda hep destek oluyorum. Her zaman da destek olmaya devam edeceğim.
Şenol Güneş ve futbolcu kardeşlerimin bu sezon yine Süper Lig'de şampiyonluğa ulaşıp, Şampiyonlar Ligi'nde de büyük başarılara imza atacağına inanıyorum.
Ancak işin yönetim tarzına gelince; Serdar Bilgili'den başlayarak Bilgili, Demirören, Orman döneminde maalesef savurganlık hat safhaya çıktı.
Kulübün borcu son 16 yılda; 5 milyon dolardan 750 milyon dolara çıktı! Hüsnü Güreli'nin bir süre önce verdiği yemekte Bilgili, Orman, Demirören el eleydi ve tabii ki İsmail Ünal... 2000 yılından bu yana Beşiktaş'ı yöneten bu arkadaşlar; aralarından üç başkan bir de belediye başkanı çıkardıklarını gururlanarak söylüyorlar. Bu arkadaşların 16 yılda kulüp ekonomisini nerelere götürdüğünü hayretle izliyoruz.
Bir örnek mi istiyorsunuz.
"Fikret Orman 2012 yılının Nisan ayında hesap soracağım"diye başkanlığa geldi. Ben de oyumu ona verdim. Ernst &Young raporu da 4 yıldır açıklanmadı.
Niçin gerçekleri gizliyorsunuz?
Bu rapor açıklandığında neler olduğunu herkes görecek ve hayretler içinde kalacak!
Futbol dünyasında maalesef kimse kimsenin ayağına basmıyor. Sayın Yalçın Karadeniz'i çok yakından tanıyorum.
Çok titiz birisidir. Karadeniz çok uyardı ve çok direndi ama en sonunda kulübün gerçek borcunu açıkladığından dolayı başkanlığı elinden alınıyor.
Adım gibi eminim ki; gerçekler böyle olmasa kulübün borçlarıyla ilgili raporu divan üyelerine yollamazdı. Karadeniz'e inanıyor ve destekliyorum.
Son söz; "Ama artık Beşiktaş'ı üzmesinler!" SÜLEYMAN SEBA...

ARDA TURAN POLEMİĞİ
Ülkemizin milli birlik beraberliğe ihtiyacı olduğu bugünlerde Fatih Terim'le Arda arasındaki polemik maalesef milli maçların önüne geçti...
Fatih Terim'i tartışmak bence son derece yanlış...
Ülkemizin futbolda yaptığı nadir başarılarının birçoğunda Terim'in imzası var. Arda da şu anda dünya futbolunun en önemli takımlarının birinde çok önemli işler yapıyor ve ülkemizin yurtdışındaki tanıtımı bakımından çok büyük hizmetler veriyor.
Bunu bir turizmci olarak da Arda'ya teşekkürlerimi iletmek isterim.
Konu futbol... Farkında mısınız ülkemizde futbol federasyonumuz ve federasyonun da bir başkanı var...
Allah aşkına Sayın Demirören siz orada ne iş yaparsınız!
Böylesine önemli bir konuda sizin de başkanlık yaptığınız bir kurumda yer yerinden oynuyor.
Derler ya, Fatih Terim sizin işçiniz, Arda da öyle...
Çağırın Terim'i ve Arda'yı; oturun bir yerde baş başa...
Arda da Fatih Hoca'nın elini öpsün ve bu polemik de bitsin.
Şu Dünya Kupası eleme maçları bitsin neler olduğunu zaten herkes öğrenecek.
Ama bir nokta var ki, çok büyük şansla gittiğimiz Avrupa Şampiyonası'nda sadece katıldığımız için futbolculara 500'er bin euro prim veren de sizsiniz. Buradan başlayarak aşağı doğru gidin. Gerçekler bir bir ortaya çıkar. Zaten Beşiktaş'ta da bu tür savurganlıklarla da kulüp ekonomisini hangi noktaya getirdiğinizi hepimiz çok iyi biliyoruz... 100 milyon TL açık veren Futbol Federasyonun bu açığı bankalardan kredi çekerek kapatması da maalesef acı bir gerçek...
Sahi; Türkiye'de hiçbir stada giremeyen bir başkandan ne bekleyebiliriz ki!

TEBRİKLER ÖZBEK'E...
Dursun Özbek başkanlığındaki Galatasaray Yönetim Kurulu aldığı kararla bundan sonra seçilecek başkan ve yöneticiler borçlara kefalet ederek imza atacak. Bu yeni karar, Galatasaray tüzüğüne eklenerek kongresine sunulacak.
İşte benim de yıllardır söylediğim buydu. Futbol ekonomisini bilmeyen, popülist davranışlarla kulüpleri inanılmaz borç batağına sürükleyenler; başkanlar ve yönetim kurullarıydı. Bundan çok kısa zaman önce çok değer verdiğim beyefendi kişiliğini takdir ettiğim Alp Yalman'la uzun uzun bir sohbetim oldu.
"Riva Tesisleri satılırsa Galatasaray tüm borçlarını ödeyebilir" dedi. Ama şunu da ekledi; "Türk Futbolundaki savurganlık sürerse G.Saray 3-4 yıl içinde aynı borçlarla karşılaşabilir!" Sevgili Başkan Dursun Özbek; son günlerde yönetim kurulunuzdan Levent Nazifoğlu denen beyefendi öyle şeyler söylüyor ki hayret etmemek mümkün değil.
"Avrupa Şampiyonu olacak bir takım yapacağız, yeni çilekler alacağız" gibi laflar ediyor. Türk futbolu böyle öne çıkmak isteyen yöneticiler yüzünden bu hale geldi. Aman başkan, sen gel Alp Yalman'ı dinle!
Geçtiğimiz yıl istifa eden yönetici Fatih İşbecer'in şu sözleri hâlâ kulaklarımda çınlıyor; "Galatasaray fakirleşmiş ama birileri zengin olmuş!" Ama ben yine altını çiziyorum, söyleye söyleye dilimde tüy bitti. Devlet bu kadar yatırımlar yapıyor spora ve çok büyük destek veriyor.
Sporun gelişmesi için her şey yapılıyor.
Bakın; koskoca İngiltere Milli Takımı Menajeri Sam Allardyce'in menajerle yaptığı rüşvet pazarlığı görüntüleri ortaya çıktı. Türkiye'deki kulüplerimizin de en az son 20 yılı Masak tarafından para transferleri incelemesi yapılması gerekir. Bu incelemelerden neler çıkacağını görünce kamuoyu hayretler içinde kalır, buna eminim!