Siyah ve beyaz

Derbinin ilk yarısı Beşiktaş için kabus gibiydi. Galatasaray orta sahası Beşiktaş'a büyük üstünlük kurdu ve Galataaray belki daha farklı bitireceği ilk 45 dakikayı 2-0 önde bitirdi. Belki Galatasaraylılar bile bu kadar savunmasız bir Beşiktaş beklemiyordu. Aslında Perşembe günü uyarmıştım, Beşiktaş'ın iki stoperinin çok ağır, siyah-beyazlı takımın Galatasaray'ın yetenekli orta sahası karşısında çok dikkatli olmasını gerektiğini vurgulamıştım.
Hele hele Bruma'nın attığı ikinci gol savunma konusunda aylardır yaptığımız uyarıların kötü bir özetiydi sanki... Dün Gökhan Gönül dün sağ kanatta Bruma karşısında döküldü.
Olcay ve Oğuzhan da etkisiz ve sinirli bir görüntü çizince ilk devre Beşiktaş için siyah bir sayfaya dönüştü.
Beşiktaş'ın, Eren'i transfer etmemesine dün bir kez daha üzüldüm.


ŞENOL GÜNEŞ FARKI
İkinci devreye Şenol Güneş oyuna Olcay ve Oğuzhan'ın yerine Talisca ve Aboubakar'ı oyuna alarak maçın seyrini değiştirdi. Güneş, çift forvete dönerek aslında kumar oynadı ama maçı da kurtarmasını bildi.
İkinci devre Aboubakar'ın da etkili oynamasıyla maç Beşiktaş-Muslera karşılaşmasına döndü. Muslera yine takımını ayakta tutan futbolcu oldu.
Beşiktaş'ın özellikle ikinci dev redeki baskılı futbolu, futbolcuların kaybetmeme azmi alkışa değerdi. Beşiktaş, Gomez'in gitmesiyle panzerini kaybetmişti ama Aboubakar'la belli kibir bir tank kazanmış. Geçtiğimiz hafta içindeki yazımda Cenk Tosun'u eleştirmiştim.
Ben onun bir ağabeyi olarak her zaman formda olmasını isterim.
Dün attığı nefis gole şapkamı çıkarıyorum.
İki takımın futbolcuları her pozisyonda hakem Ali Palabıyık'a itiraz etti. Palabıyık'ta ise tık yok! Bu yönetim tarzıyla daha üstlere çıkamaz.
Maç güzel bir mücadeleye sahne oldu ama herşeyden önce Beşiktaş'ın büyüklük göstererek stadında G.Saray taraftarını konuk etmesi çok güzeldi.
Yetkilileri kutluyorum.