15 Aralık 2010 | Çarşamba

Eyleme geçme zamanı

Kötü bir sezon geçiren üç büyük takımın üçü de mağlup oldu. Birbirlerini takip ediyorlar gibiler. Oyuncular bir gün önce alınan sonuçlardan mı etkileniyor?
Üç takımın üçünün birden kaybetmesi sürpriz oldu mu? Çünkü her takım her hafta kaybedebilir. Bu defa denk geldi.

-En ilginç mağlubiyet belki de Galatasaray'ındı. Ali Sami Yen'de oynanan son lig maçında, 6 maçtır kazanamayan Gençlerbirliği'ne yenildi. Bu büyük bir hayal kırıklığı yaşattı. Büyük başarılara sahne olan Ali Sami Yen'in son lig maçında alınan mağlubiyet bir tükenmişliğin ifadesiydi herhalde... Galatasaray çoktan tükendi. Takım ruhunu kaybettiğin andan itibaren tükenirsin. Adnan Sezgin ile başlayan tükenmenin tedavisinin Hagi olmayacağı belliydi. Ama Adnan Polat'ın, Adnan Sezgin'i muhafaza edebilmek uğruna; taraftarı oyalayacak bir isim bulması gerekiyordu ve takımı Hagi'ye emanet etti. Başarılı da oldu.

NİYE PROTESTO EDİLMİYOR?
Her zaman söylediğim bir şey var: Türkiye'de gazetecilik bitti. Türkiye'de muhabirlik bitti. Maçı naklen yayınlayan yayıncı kuruluşun gazetecilikle alakası yok. Çünkü o stadyuma başka bir kameranın girmesi yasak. O maçı basın tribünden izleyen gazetecilerin de gazetecilikle ilgisi yok.
Bir görüntü var. Maç başladığı andan itibaren seyirciler kaptan Ayhan, sol bek Hakan'ı, Galatasaray kalecisi Ufuk'u ısrarla ıslıklıyorlar, protesto ediyorlar. Bir kişi de merak etmiyor; 'Niye bu oyuncular protesto ediliyor?' 'Ne olabilir?' diye kafamdan düşünüyorum, analiz yapıyorum.
Seyirci iki senedir öfkeli... Öfke doruklarda dolaşıyor.
Bu öfke birine yönlenecek. Kime yönlenecek; başkan Adnan Polat'a... Bir el çıkıyor; bu öfkenin yönünü değiştiriyor. Seyirci öfkesini Adnan Polat'a değil, takımda oynayan futbolculara kusmaya başlıyor.
Bu el kimin eli olabilir; bir düşünün bakalım!..

TÜKÜRDÜKLERİNİ YALADILAR
Seyirciyi yöneten tribün liderlerini kim besliyor? Tribün liderleri, o kendini besleyene gidiyorlar ve 'Seyirciyi kontrol edemiyoruz. Öfkeli seyirci bağırır' diyor. Adam da 'O zaman yönlendirin. Futbolculara bağırsınlar' diyor.
Adnan Polat'a bağırmasınlar, Adnan Sezgin'e bağırmasınlar, Hagi'ye zaten bağırmıyorlar, Hagi'yi çok seviyor Galatasaraylılar...
Bu düşünce tarzım sana çok mu ters geliyor.

-Hayır... Bir takımın başarısızlığında futbolcular herhalde en son sırada gelir. Bunu da seyirci dahil herkes çok iyi biliyor. Ama bu Galatasaray'ın içindeki çürümüşlüğü ortaya koyuyor. Bu benim düşündüğüm gibi bir şey olmayabilir.
Ama bu düşünce insanlara ters gelmiyorsa; olmasından daha korkunçtur.
Yönetim perişan, yönetim bitmiş.
Yönetimin bittiğini Adnan Polat, Uzakdoğu'da tatil yaparken gördük. "Biz Rijkaard ile Adnan Sezgin'i göndermek için karar almıştık. Sadece Rijkaard gitti, Adnan Sezgin niye duruyor?" diye telefon edenlere, "Adnan Sezgin kalacak, yoksa hepiniz gidersiniz" dedi.
Ve "Adnan Sezgin niye gitmiyor?" diyenler, tükürdüklerini yaladılar, suspus olup oturdular.
Şu son Ali Sami Yen rezaletinden sonra da hiçbirinin gıkı çıkmadı.

YAZILANLARA GÜLÜYORDUR

Bu da "Galatasaray yönetim yok" demektir. 'Yönetim kurulu üyesi' diye birtakım adamlar orada öyle oturuyorlar.
Peki bu yönetimin olmadığını, Galatasaray'ın kongre üyeleri görmüyor mu? 'Efendiler bu kulübü nereye götürüyorsunuz?' diyen kongre üyesi var mı? O da yok. Onlar da yerlerinde oturuyorlar. O zaman Adnan Polat'a kimin ne demeye hakkı var?
Adam bir sürü sorumsuzun, ilgisizin bulunduğu bir kulübün başında. 'Ben ne yaparsam yapayım, bunlar kabul ediyor' deyip ilan ediyor. 2012'ye kadar buradayım.
Seçim de yok, 'Ali Sami Yen'i ben kapayacağım, Telekom Arena'yı ben açacağım' diyor.
Şapkayı çıkarıp, selam durmak lazım Adnan Polat'a... Bravo...
Galatasaray üye defterinde adı yazılı her adam istisnasız, en çok muhalefet eden eski başkanlardan, Faruk Süren dahil, her adam; bu gidişin sorumlusu...
Faruk Süren sadece konuşuyor.
Konuşmak Galatasaray'ı kurtarmaz. Eyleme geçecek biri lazım.
Bu kulübe ikinci başkanlık yapmış Fatih Altaylı; tanıdığım en iyi Galatasaraylılardan birisi; sadece yazıyor. Adnan Polat da bu laflara, bu yazılara gülüyordur. Benimkilere güldüğü gibi... Çünkü bunların onun kılına dokunmayacağını biliyor.
Adnan Polat'ın kıpırdanması için, kendisine çeki düzen vermesi için Galatasaray'ı ne kadar üyesi varsa, artık aralarında olmamaktan dolayı gurur duyduğum, kaç kongre üyesi varsa, bir tanesinin, bir tekinin 'olağanüstü kongre istiyorum' deyip altını imzalaması ve imza açtığını internette duyurması yeterli.

İT ÜRÜR KERVAN YÜRÜR!
Günümüzde internet var. Zahmet edip bir yerlere gitmen, kapı kapı dolaşman da gerekmez. Dilekçeyi yazacaksın, internete koyacaksın, 'Olağanüstü kongre isteyen bu dilekçenin altını imzalasın' diyeceksin. Bu kadar basit... Göreyim bakayım Adnan Polat telaşlanıyor mu; telaşlanmıyor mu?
Adnan Polat içinden alenen ve resmen "İt ürür kervan yürür" muamelesi yapıyor hepimize...
Ama ben kongre üyesi olmadığım için bana sadece yazar olarak "İt ürür kervan yürür" diyor. "Sen istediğini yaz Hıncal efendi, ben yoluma giderim" diyor.
Ama ötekiler kongre üyesi...
Öbürlerinin yazının ve konuşmanın ötesinde gösterdikleri tepki olabilir ama göstermiyorlar.
Adnan da onları biliyor. 'Bunlardan nasılsa bir halt çıkmaz. Yazsınlar, konuşsunlar.
İmam bildiğini okuyacaktır' diyor ve bildiğini okumaya devam ediyor.
Bu kulüp Adnan Sezgin'e de layık, Adnan Polat'a da layık, Hagi gibi hayatında bir tek başarısı olmayan bir teknik direktöre de layık.

BAŞKAN OLSA HAGİ'Yİ KOVARDI
Hagi'nin mağlubiyetle biten maçların ardından futbocuları suçlamasıyla ilgili ne düşünüyorsunuz? Adnan Polat eğer gerçek bir Galatasaray başkanı olsaydı maçtan sonra yaptığı basın toplantısında Hagi'nin işi bitmişti. "Ben karakterli futbolcu alacağım" ne demek? "Bu mevcut takım karaktersizlerle dolu" demektir.
Bunun anlamı bu. O 'karaktersizlerle dolu takımı' kim kurdu; Adnan Polat. O takım Galatasaray forması giyiyor senelerden beri. İçinde ocaktan yetişmişler var. 'Sen benim futbolcuma karaktersiz diyemezsin. Hadi yallah' deyip kapıya koyması lazımdı.

AZİZ YILDIRIM ETKİLEYEBİLİR

Hayır; umurunda değil. Adnan Polat'ın Galatasaray umurunda değil. Açık ve seçik söylüyorum; Adnan Polat'ı etkileyecek bir tek kişi var Türkiye Cumhuriyeti'nde: Aziz Yıldırım. Adnan Sezgin'in görevi de Aziz Yıldırım ile Adnan Polat'ın arasındaki ilişkiyi kurmak sadece. Köprü adamı! Tekneler, adalar, Paper Moon'lar... Ayrı gayrlılıkları yok. Yedikleri, içtikleri ayrı gitmiyor.
Düşünebiliyor musun Galatasaray Başkanı, Aziz Yıldırım'ın lafıyla hareket ediyor. "Ellerinde benim Moskova'da çekilmiş görüntülerim varmış. Bana şantaj yapacaklarmış" diye durup dururken açıklama yapıyor!..
Birilerinin elinde Adnan Polat'ın görüntülerinin olduğunu Aziz Yıldırım nereden biliyor da Adnan Polat'ı uyarıyor? Böyle bir görüntü var mı? Yoksa Aziz Yıldırım, Adnan Polat'ı uyutuyor mu? Türkiye'de gazeteci olsa yer yerinden oynardı o lafın altında 'Ne diyorsun sen başkan' diye...
Galatasaray'ın hali pür meali bu... Fenerbahçe başkanının kankası kulübün başında. Bunun adını 'Kulüpler arası dostluk' koymuşlar. 'Fair- play' koymuşlar. Aziz Yıldırım istediği gibi her takıma sövüyor, sayıyor. "Herkes haddini bilecek" diye pankartlar asılıyor. Galatasaraylılara denmedik, yapılmadık kalmıyor maçlarda. Fair-play Galatasaray'dan ona doğru. Oradan bu tarafa bir şey yok. Buna Galatasaray Kongresi 'gık' demiyor.
Yönetimdeki 15 kişi değil. Onları artık saymıyorum.
Hangi sebeplerdense onlar da Adnan Polat'a köle olmuşlar. Hangi sebeplerdense?
Ama kongrede bir tane yürekten Galatasaraylı çıkmaz mı ya? Bir kişi... İnternete koyacak. 'Ben olağanüstü kongre için imza toplamaya başladım' diyecek.
Kimse yok. Ölü toprağı serpilmiş. 'Birileri bir şey yapsın' diye herkes başkasından bekliyor.
Daha neyi bekliyorsun?
Kulübün teknik direktörü "Benim futbolcularım karaktersiz" diyor kimsenin gıkı çıkmıyor ya. Ne yapacak şimdi? Devre arasında bütün o takımı olduğu gibi atacak mı? O kadar transfer yapacak gücü var mı Adnan Polat'ın, 22 kişiyi alacak!
Ama bu akımı kim başlattı? Hagi başlatmadı. Bu akımı başlatan Adnan Polat'ın kendisi... Tribünler Galatasaray Kaptanı Arda'ya sövdüler. Başkan çıktı dedi ki "Tribünler bizi uyardı."

ARDA'YA KİM BAĞIRTTI!

Konuşmamın başındaki teorime dönüyorum. 'O zaman acaba Arda'ya kim bağırttırdı?' Tribün liderlerinin istemediği bir tezahürat yapılmıyor çünkü Galatasaray'da.
Bana gelen e-mailler duruyor. Genç kızları bile dövüyorlar. Kapalıya özellikle tribün liderleri hâkim... O tribün liderlerine de bedava dağıttığı biletlerle yönetim hâkim... Yani yönetimden habersiz Arda'ya kimse küfür edemez.
Rijkaard her maçtan sonra birini aslanın ağzına atıyor. "Bu maçı Arda'nın yüzünden kaybettik. Bu maçı Servet'in yüzünden kaybettik. O maçı Hakan'ın yüzünden kaybettik. O maçı bilmem kimin yüzünden kaybettik" diye; Adnan Polat'ta ses çıkmıyordu. Şimdi Hagi toptan kesti. "Bunlar karaktersiz, kişiliksiz" dedi. "Bana kişilikli, karakterli adam lazım" dedi; çıt yok Galatasaray camiasında. Çıt yok ya...

GELMEYE HAZIRDILAR

Üstelik Hagi ilk geldiği günlerde "Galatasaray'ın güçlü bir kadrosu var. Bu takım şampiyon olur" demişti.
Hagi dese ne olacak, demese ne olacak? Hagi, teknik direktör olarak müflis bir adam. Baktığın zaman teknik direktörlük kariyerine hakkında yazılmış bir tek olumlu yazı yok. Bırak istatistik başarısını...
Kendi Rumen basını dahil hakkında yazılmış bir tane olumlu yazı yok ve işsiz. Başından beri söylüyorum; Galatasaray'a gelmesinin bir tek sebebi var; Adnan Sezgin ile çalışmayı kabul etmesi.
Öyle yerlerde sürünüyor ki kendini kurtaracak her şeye razı. "Peki" dedi, geldi. Ne kaybedecek Hagi kovulursa Galatasaray'dan? Zaten işsizdi, yine işsiz kalacak.
Ama hasbelkader başarılı olsaydı 'Bak, yırttı' olacaktı.
Hagi'nin kaybedecek bir şeyi yok. Ama her şeyini kaybetmiş Galatasaray'ın bir kurtarıcıya ihtiyacı var.
O kurtarıcının gelmesi için Adnan Sezgin'in gitmesi lazım.

HAZIR OLDUĞUNU HİSSETTİM
Türkiye'yi, Galatasaray'ı bilen herhangi bir adamın Adnan Sezgin ile çalışması mümkün değil. Hâlâ diyor ki "Efendim, Fatih Terim ve eşi..." Palavra...
Ben yazın Fatih ve eşi ile beraberdim. Ağabeyim de yanımdaydı; Öcal Uluç. Beraber iki kere ziyaretine gittik.
İkisinde de hissettiğimiz Fatih Terim hazırdı. Ben sana söyleyeyim Mustafa Denizli de hazırdı.
Yani futbol şubesinin genel yöneticisi olarak Fatih Terim, takım teknik direktörü olarak da Mustafa Denizli beraber görev yapabileceklerdi Galatasaray'da...
Ama böyle bir ortamın olması için Adnan Sezgin'in gitmesi lazım. Ama Adnan Polat'ın kankası Aziz Yıldırım Sezgin'in gitmesine izin vermez.
Daha ne diyeyim!..




Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor