11 Mart 2015 | Çarşamba

Taraftar Diego'cu

Christoph Daum, 2006'da ayrıldığında röportaj yaptım. "Türkiye'de yöneticiler transfer yapmayı forvet almak zannediyorlar" dedi. Haklıydı. Tıpkı tribündekilerin "Diego neden oynamıyor?" diye sorması, sorgulaması ve teknik adam üstünde baskı yaratması gibi.
Galatasaray 11'inde Diego'nun tercih edilmesi İsmail Kartal'ın kararıysa, 'Fenerbahçe'nin teknik direktörü yok, ya da bu işi başkası yapıyor' demektir.
Çünkü orta saha dengesinin bu kadar önemli olduğu maça, Meireles'in yerine Diego ve Emre ile başlamak gerçekten de işi Allah'a bırakmaktır.
Nitekim oyunu yarım saat ele geçiremedi, iki net pozisyon verdi.
Diego oyun kuruyor. Ama mevcut kadroda bu işi Emre Belözoğlu, şu anda ondan daha iyi yapıyor. Bugünkü düzen içinde Diego'nun oynayabileceği başka yer yok. Bu iki oyuncu sürekli birbirinin oyun sahasında ve ortak akıl da üretebilmiş değiller.
Yani karşımızda bir Xaviİniesta muhteşemliği yok. Olması da mümkün değil zaten.

Sorun ortada değil, ileride

Taraftar Diego'yu istiyor, çünkü takım gol atamıyor. Tam bir ikilem. Diego zaten pozisyon hazırlayan bir yetenek. Takımın pozisyon sıkıntısı var mı? Yok...
Takımın pozisyonları değerlendirme sıkıntısı var mı ? Var...
O zaman çözümü Diego'dan ziyade ön tarafta, son vuruş sahiplerinde aramak gerekiyor.

Kadıköy'ün çimleri!
Kadıköy'de sadece üç puanlık maç oynanmadı. Fenerbahçe, Galatasaray'ı yenerek lige yeniden başladı.
Maçın öncesi-sonrası bir çok gelişme oldu. Anormal hikayeleri de vardır.
Kazanmak, Fenerbahçe'yi tekrar zirve ortağı yaptı. Her şeyden öte heyecanını tazeleyip, taraftarıyla da sinerji yaratmasını sağladı.
Ya tersi olsaydı? Maçtan sonra "Rab'bim bize futbol şansı versin" açıklamasını yapan İsmail Kartal, bu kez "Neden?" diyecekti dualarında...
Maçın tüm istatistiklerinde önde Fenerbahçe...
Tam bir üstünlük sağlamış.
Öyle ki; Galatasaray'ın en çok tehlikeli alanda topla buluşan oyuncusu Selçuk İnan'ın önünde altı tane Fenerbahçeli var. Selçuk takımının birincisi, maçın yedincisi.

Hamzaoğlu'nu tebrik ederim
Hamza Hamzaoğlu'nu da tebrik etmek gerekir. Kadrosunun gücüne ve kapasitesine göre en uygun taktik ile çıktı sahaya. Kalitesini zorladı ve ancak bu kadarını yapabildi. Bütün bu baskıya rağmen sahadan golle de çıkabilirdi, puanla da. Kadıköy'ün büyüsü ve atmosferi, başka yerlerdeki "olurları", bu çimlerde "yapılamaz" hale getiriyor. Hamza hoca da bunu öğrendi

Alper-Emenike
Çok eleştiriyoruz Eemenike'yi.... Taraftar da tepkili, Emenike de. Ama durun bir dakika; Moussa Sow'u gören var mı? Emenike hiç olmazsa pozisyon zorluyor; yapıyor-yapamıyor. Sow ise göz yaşları ile fethettiği gönüllerdeki dokunulmazlığı ile formsuzluğunu örtmeye çalışıyor. Olmaz.
Emenike geçen sene daha verimliydi.
Ne zaman? Alper, Sow'un yerini aldığında.
Top sürükledi, adam eksiltti, sıfıra oynadı ve Emenike'yi altı pasta topla buluşturdu.
Bu yüzden tabelada ismi yazıyordu Nijeryalı'nın. Kimse de konuşmuyordu.

Dengeleri bozmamalı
Önünde iki zorlu maç var İsmail Kartal'ın.
Doğru oyuncularla, iyi oynadığı maçları hatırlayarak, Galatasaray maçının havasından uzaklaşarak, daha analitik düşünmeli. Bunu İsmail hocaya yazıyoruz ama "Bay bildiğini sanan"ın da iyi düşünmesi lazım.
Fenerbahçe rakiplerini öncelikle fiziği, temposu, ısrarıyla geçiyor. Takım içinde birbirine bağlı performanslar var. Biri olmazsa, diğeri aksıyor. Bu yüzden "yıldız" opsiyonunu hesaplarken, dengeleri bozmamalılar.
Gaziantep'te bunu yaptığılar, beş gol pozisyonu verip, çabucak doğruyu buldular.

Cüneyt Çakır faciası
Cüneyt Çakır bu maçı yönetecek tek isimdi.
FIFA ve UEFA'nın gözdesi olmak ile yürek sahibi olmak arasındaki ince çizgide düdük çaldı.
Bazılarına göre iki, bana göre (Olcan-Emenike müadelesi) bir kırmızı kartı veremedi. Gökhan Gönül'e Olcan çarptığında, Fenerbahçeli oyuncunun bir ayağı ceza sahası içinde. Penaltı vermesi gerekebilir, hatta ikinci sarıya da gidebilirdi pozisyon.
Devam ettirdi.
Kuyt'ın golü sonrasında, Yasin'in pozisyonu öncesinde Selçuk, Mehmet Topal'ı bozuyor havada.
Gözünün önünde, yine devam ettirdi. "Berabere bitsin, başım ağrımasın" diye düşünmemiştir elbette. Fakat Türkiye'nin en kariyerli hakeminin böylesine "yorum korkaklığı" yaşaması anlaşılır gibi değil.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.

GÜNÜN DİĞER YAZARLARI

SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor