Durmak yok

Son haftalardaki yoğum maç trafiği nedeniyle bir cephede liderlik koltuğunu ezeli rakibine veren Beşiktaş, yeniden yükselişe geçmek için iyi bir fırsat ile karşı karşıya.
Kayserispor'u küçümsemek değil amacım. Ancak lig sıralamasındaki yeri ve kadro yapısı ile Beşiktaş'ın rakibi olabilecek bir takım değil. Ne var ki futbolda oynamadan kazanamıyorsun.
Gerçi oynadığın zaman da kazanamadığın oluyor o ayrı. (Bkz. Akhisar maçı) Kartal'ın önünde çok zorlu bir maç haftası var. İlk rakibin Kayseri olması önemli. Alınacak 3 puanla moralinin yükseltecek Beşiktaş sonrasında Sporting deplasmanına gidecek ardından da Galatasaray'ı ağırlayacak.
Bu üç maçın geçeceği hafta Beşiktaş'ın kader haftası diyebiliriz. Kayserispor maçı önemli ama telafisi olmayan maçlar Sporting Lizbon ve Galatasaray maçları.
Beşiktaş, Sporting Lizbon maçını kazanırsa gruptan lider olarak çıkacak.
Eğer berabere kalır, Lokomotiv Moskova da Skenderbeu'yu yenerse, siyah- beyazlılar, grubu ikinci sırada tamamlayarak Avrupa yoluna devam edecek. Dikkat ederseniz benim de dahil tüm Beşiktaşlıların hesapları tur atlamak üzerine. Son maç öncesinde liderlik koltuğunda oturup grup maçları sonunda turnuvaya veda edilirse, Beşiktaş'ın bu yarayı sarması bir hayli zor olur. Ardından gelecek Galatasaray derbisine de direkt etki yapar. İşte bundan sonrası için tufan denilebilir.

Sorun konsantrasyon
Beşiktaş'ın ilk haftalara oranla düşen kazanma yüzdesi birçoğuna göre yorgunluk olarak adlandırılıyor. Ancak ben Beşiktaş'ın son haftalar da dahil kötü oynadığını düşünmüyorum.
Problem, maç takviminin sıkışıklığına Beşiktaşlı oyuncuların alışamamış olması ve konsantrasyon. Sürekli maç, sürekli kamp, sürekli maç..
Burada iş teknik direktör Güneş'e düşüyor. Öğretmen kimliği ile oyuncularına ne yapmaları ne yapmamaları gerektiğini o söyleyecek, futbolcular da ona uyacak.
Uyacak ki, başarı gelsin.