Yine hüsran

Derbi öncesi Beşiktaş'a '1 puan alacaksınız oynamayın' deselerdi bu maç oynanmazdı. Akıllıca düşünüldüğünde kaybetmemek önemliydi.
Kaybederse herşeyini kaybedecek takım Fenerbahçe idi.
Maça her iki takım bu anlayışla başladı.
Bilic uzun bir aradan sonra kimsenin şaşırmadığı bir kadroyu sahaya sürdü. Beşiktaş adına oyun planına uygun olmayan tek performans Sosa idi. Takımın ender gelişen ataklarında isabetli paslar atabilseydi sonuç daha farklı olurdu.
Ama 80 dakika sahada kaldı.
Yerine giren Oğuzhan da maçın en net gol pozisyonunu değerlendiremedi.
Şaşırdık mı? Hayır. Şaşırmadığımız bir başka gelişme de Sow'un sahneye çıkması oldu! Bitiş düdüğü çalmadan maç bitmez. Son dakikadaki konsantrasyon eksikiliği beraberinde golü getirdi. Yine hüsran. Derbi kazanamayan Bilic, şampiyonluğun derbilere bağlı olduğunu unutmamalı. Aksi halde kendisi unutulacak!
Şimdi yarışta Fenerbahçe de var.

Şans Kartal'ın yanındaydı
Daha önce böyle derbi izlememiştik.
Sakatlanan Gökhan seremoniye çıkamadı.
Emenike sahayı terk ederken Meireles sakatlandı. Sonra Tolga daha sonra da Kuyt ve Tolgay sakatlandı.
Teknik adamların oyun planlarının alt ve üst olduğu bir geceydi. Şans İsmail Kartal'ın yanındaydı. Son dakika golüyle güldü belki ama bu anlayışla sezon sonunda gülen taraf olması zor.

Futbol, Emre'yi bırakmış
Emre'yi futbol bırakmış ama onun bundan haberi yok. Saha içinde hakem, rakip oyuncu, kendi takım arkadaşı yetmedi sonunda Bilic'e de bulaştı. Birisi Emre'ye futbolun onu bıraktığını söylemesi lazım. Futbolcuyu kazanmak, maçı kazanmaktan daha önemli. İsmail Kartal'ı tebrik etmek lazım. Tribünlerin tamamı tepki gösterirken, oyuncu saha içinde formasını çıkartmışken oyuncuyu sahaya itmek kolay değil.
Ancak baskılara devre arası dayanamayan Kartal, ikinci yarıya Sow ile başladı. Bu olmadı be hoca.