Sinan Vardar

Sinan Vardar

13 Ekim 2016 | Perşembe

Beşiktaş’ta taşlar yerinden oynuyor

Beşiktaş'ın en büyük sorunu şeffaf bir kulüp olamaması... Camianın içinden çıkan, bir çok şeyi görmüş, eski bir yönetici olarak şöyle bir anımı sizlere aktarayım... 2010 yılında; Yıldırım Demirören yönetimin içindeki kurmaylarıyla Şekerbank ağırlıklı 75 milyon dolar kredi alındığını açıklamıştı.
Yönetim kurulu toplantısında;
"Bu kredi ile borçlarımızı kapatalım, büyük uçuruma gidiyoruz" diyen bendim.
Bana o zamanlar şöyle bir cevap verilmişti; "Tabii borçlar kapatılacak." Fakat icraatta paranın tamamı Lale Devri misali Avrupa'nın çeşitli lüks mekanlarında paellalar yenerek İspanya'dan ve Portekiz'den futbolcular transfer edilerek, havaya saçıldı. Defalarca uyardığım için vicdanım rahat... Ama maalesef kulübün gerçek ekonomik durumu ile ilgili hiçbir çalışma yapılmadığı gibi, kongre üyelerine de bu konuda yanlış bilgiler veriliyor.
Özetle; güneş balçıkla sıvanıyor.
Gerçekleri söylemek isteyenler de disiplin kuruluna verilerek kulüpten ihraç edilmek isteniyor.
Sayın Başkan, borçla ilgili siz, denetleme kurulu, divan başkanlığı ayrı ayrı rakamları kamuoyuna açıkladılar. Allah aşkınıza gerçekleri açıklamak çok mu zor! Lütfen üçünüz bir araya gelin ve kulübün gerçeklerini doğru olarak siz açıklayın.
Bu konuda G.Saray Başkanı Dursun Özbek'i örnek alın.
Özbek açık ve net şunu açıkladı;
"Biz mülklerimizi satacağız ve bu paranın tamamıyla borçlarımızı ödeyeceğiz. Çünkü yılda 140 milyon TL faiz ödüyoruz, başka çözümümüz yok." Ve G.Saray tüzüğüne, kulübü borçlandıran başkan ve yöneticiler şahsi kefalet vermesi için madde konuluyor.
Beşiktaş kongre üyeleri de artık gerçekleri öğrenmek istiyor..
Mesela,bir süre önce Sermaye Kurulu Başkanı "Kulüplere 5 yıl süre verdik. Ancak durumları vahim. Kulüplerin yeni sahibi hisse çoğunluğu kimdeyse onun eline geçebilir" demişti. Denizbank Genel Müdürü Hakan Ateş de "Kulüpler çok dikkatli olsunlar; borçlar limiti aştı. En büyük kredileri biz verdik, endişe ediyorum" açıklamasını yapmıştı.
Beşiktaş'ın sermaye artırımı için izin alamaması da ciddi bir sıkıntının olduğunu gösteriyor. Sayın Başkan, lütfen Sayın Dursun Özbek gibi siz de Beşiktaş camiasına gerçekleri bir bir açıklayın!

Fatih Terim giderse...
İzlanda maçının oynandığı günkü Sabah Gazetesi'nde çıkan yorumumda ev sahibi ekibin, iki metrelik stoperlerine karşı koyabilmemiz için santforlarımızın hiç bir tesirinin olmayacağını, belki orta sahada orta bloğun altı kişiyle oynamamız gerektiğini belirtmiştim.
Terim bu maçta, ikinci yarı Cenk Tosun ve Mevlüt'ü oyuna soktu ama söyler misiniz bana; bu iki futbolcuya top değdi mi? Ancak futbol ilginç bir oyun;
İzlanda maçının ilk 45 yarısında iki dakika daha dayansak ikinci 45 dakikada oyun bambaşka bir şekil alabilirdi.
Aslında bizim tartışmamız gereken esas sorun; 300 bin nüfuslu bir İzlanda'nın 10 yıl evvel bir planlama yaparak kaliteli, eğitimli, sosyal gelişimini tamamlamış futbolcu ekibiyle oynaması... 80 milyonluk nüfusumuzda hiçbir dönemde master bir plan yapmadık.
Türkiye'de öyle yetenekler var ki... Bir altyapı uzmanı olarak ne kadar yetenekli futbolcunun kaybolup gittiğini en iyi bilenlerden biriyim. Almanya'da Türk gençlerine önem vererek dünya yıldızları ortaya çıkıyor. Ancak bizim ihraç ettiğimiz futbolcu sayısı maalesef bir elin parmaklarını geçmiyor.
Bunlardan biri de Arda Turan...
Dünyanın en iyi takımlarından biri Barcelona'da forma giyerek ülkemize gurur veriyor. Ama Arda bile dolmuşa gelip İzlanda maçından bir gün evvel canlı yayınlara çıkıyor.
Artık bu polemiklere son vermek gerek. Burada da en büyük görev; Yıldırım Demirören'e düşüyor.
Geçen hafta da yazdım; tekrarlıyorum... Yahu Başkan; artık noktayı koy, barışı sağla.
Ben seni çok yakından tanıyorum.
Bak; sana bir sır veriyim; Fatih Terim giderse sen de orada duramazsın.
Bu sefer pabuç pahalı...
Fatih Hocam, siz ilk göreve geldiğinde sizi uyarmıştım. Demirören veya ekibinden biri ne zaman "Hocamızın arkasındayım" derse durum sakattır. Benden uyarması...

Kartal önemli virajda
Beşiktaş'ın, Başakşehirspor'la oynadığı hazırlık maçında teknik direktör Şenol Güneş altyapıdan gelen 4 futbolcuya yer vererek siyah-beyazlı takımın temeline de ne kadar önem verdiğini gösterdi.
Süper Lig'de takımlara 14'er yabancı futbolcuya müsaade edilmesi Türk futbolunun bir adım bile ileri gidememesinden nedenlerinden biridir.
Şimdi diyeceksiniz ki, "Avrupa'da birçok ülke yabancı futbolcuları oynatıyor?" Bakın, bundan 4 ay evvel Barcelona da 70 yabancı futbolcu transfer etti. Ancak bu futbolcuların yaşları 12 ile 15 yaşları arasındaydı. Barça, bunları yetiştirip A takımda oynatıp İspanya milli takım forması giydiriyor.
Bizim liglerimizde 300'ü aşkın yabancı futbolcu var. Bunların çoğunluğu kariyerlerini bitirmiş; son durak Türkiye'ye gelen futbolcular...
Bu sistem devam ettiği sürece de biz Milli Takımımızı ancak gurbetçi gençlerimizle kurarız. Bu da Türk futbolunun gelişmesi için hiçbir faydası olmaz.
G.Saray Teknik Direktörü Riekerink, 14 yaşındaki Mustafa Kapı'yı hazırlık maçında oynatarak bizim hocalara da önemli bir ders verdi. Sonuç olarak; ne zamanki altyapıda böyle düşünenler üst yapıya geçer; Türk futbolu da dünya futbolunda yerini alır.
Beşiktaş'ın önünde kağıt üzerinde kolay gibi görünen Kayserispor maçı ve daha sonra da hafta arasında Napoli sınavları var. Geniş kadrosuyla Beşiktaş, bu iki maçtan da arzu edilen sonuçları alacağına eminim.
Buradaki en büyük güvence de adam gibi adam Şenol Güneş...
Ben de yakından takip ediyorum;
Atınç'ı söylemeye gerek yok. Ben özellikle Muhammed Enes'ten çok ümitliyim. U-21 takımında Muhammed Enes'i izlemeyi ve desteklemeyi sürdüreceğim.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor