Mardin-Zürih hattı Fenerbahçe kulübü boş laflarla uğraşmıyor, düşünüyor, tartışıyor ve yapıyor Bu yüzden de ülkemizin en büyük sivil toplum örgütü olarak kabul ediliyor
Üç gün içinde Güneydoğu'dan İsviçre'ye uzanan bir seyahat yaptık. İlk olarak Mardin'deydik. Midyat'ta bedenleri, ayakkabı numaraları vs. daha önceden belirlenmiş 2 bin çocuğumuzu giydirdik, okul malzemeleri verdik, daha sonra Dünya Fenerbahçe Dernekleri toplantısı için Zürih'e geçtik. Orada da sosyal yardım kapması alanında harika projeler üretildi, tartışıldı, yakında hayata geçirilir. Fenerbahçe boş laflarla uğraşmıyor, düşünüyor, tartışıyor ve yapıyor. Bu yüzden ülkemizin en büyük sivil toplum örgütü olarak kabul ediliyor. İlk etapta 12 bin olan öğrenci hedefine ulaşılacak. 9 bini tamamlandı. Öyle projeler var ki şu ana kadar yapılan okullar, derslikler, kan bağışları, engelli okulları, 101 bin kitap, hastane odaları, tekerlekli sandalyeler, bağışlar gibi etkinlikleri bile sollayacak. İsviçre'de ise dernek başkanı sevgili Şansal (eski basketbolcumuzdur) ve yönetimi bana büyük bir sürpriz yaptılar. Baloda saat tam 24'te gözlerimi yaşartacak doğum günü partisi düzenlediler. Havaalanında ise başka bir sürprizle daha karşılaştım. Meşalelerle şampanyalarla yaptıkları özel doğum günü bestesiyle beni karşılayan ve gene ağlatan Grup Lacivert üyelerine çok teşekkür ederim. Şu bir gerçek ki Fenerbahçe; Almaata'dan Sidney'e, Chicago'ya dev sınırlar çiziyor. (Japonya ve Sudan sırada) "Fenerbahçe Cumhuriyeti" patenti yazdığı kitapla Beşiktaşlı Yalçın Doğan ağabeyimize ait. Şu işin adını artık imparatorluk koysak, acaba sayın Doğan kızar mı? Çünkü bu raddeye geldik. Son sözü bizimle Midyat seyahatine katılan Vatan gazetesinden Elif Ergu'ya bırakıyorum: "New York Başkanı bu organizasyon için kalkmış Mardin'e gelmiş. İlk başta şaşırtıcı geliyor ama onlarla iki gün geçirdikten sonra anlıyorum ki burada sporun getirdiği dayanışmanın da ötesinde bir şey var." İşte bizim de anlatmak istediğimiz ama anlayamadıkları şey; o şey sayın Ergu, o şey.