Ertuğrul Sağlam'ın gidişi hoş olmamış, Mustafa hocanın gelişine de karşı durmuştum. Hocaya değil, geliş tarzına tepki gösterdim. Onun naif yapısına rağmen neden böyle davrandığına, bu görevi nasıl kabul ettiğine pek anlam verememiştim. Hakkını yemeyelim, takımı şampiyon yaptı. Tıpkı Galatasaray ve Fenerbahçe'deki gibi... Hem de hepimize rağmen! Vallahi mahcubuz! Cevap vermedi, patronumuzu aramadı, bize bir yerlerden kırmızı telefonlar açtırmadı, akreditasyonlarımıza ambargo koydurmadı, tesislerin girişindeki yasak listesinde de yoktuk. Biz eleştirdikçe o hırslandı, daha çok çalıştı. Çok gerilerde olduğu zaman bile "En büyük şampiyon adayı Beşiktaş, biziz!" diyebildi.
Biz ona gülmüştük, şimdi o bize gülüyor! Bilmiyorum, 'içimizdeki İrlandalılar' sınıfına bizi de dâhil eder mi? Ben, özür dileyeceklerin ilk sırasındayım! Büyüksün, "Büyük Mustafa!"