Sivasspor'un Süper Lig'deki 3 sezonuna ve bu yılın ilk yarısına baktığımızda yükselişte olduğunu görüyoruz. Yiğidolar, 2005-2006 sezonunda ilk kez yer aldığı ligi 43 puanla, 8. sırada bitirmişti. Bu bir anlamda lige ısınma olarak değerlendirilmeli. Bu başarıyı beklemeyenler hatta küme düşmeye aday gösterenler bile vardı. 2006-2007 sezonunda 48 puan toplayan Sivasspor ligi 7. sırada tamamladı. Yani bir basamak yukarı çıktı. Bu, yükseliş devrinin yavaş yavaş başladığının göstergesi oldu. 2007-2008 sezonda ise Sivasspor, "Gönüllerin şampiyonu" ilan edildi. Fenerbahçe ve Beşiktaş ile aynı puanda olmasına karşın üçlü averaj sonucu ligi 4. sırada tamamlayan kırmızı-beyazlı takımın önlenemez yükselişi devam etti.
Başarının sırrı birliktelik Bu başarıya tesadüf diyenler çoğunlukta oldu. Bir kulüp kurumsal yapılanmaya önem verir ve teknik adam-futbolcu birlikteliğini sağlarsa başarılı olabilir. Sivasspor'un başarısının altında yatan gerçek de işte bu. Sivasspor sırıkla atlayan bir atlet gibi... Hedefi altın madalya olan sporcu her atlayışta çıtayı yükseltiyor. Süper Lig'de 4 sezonda aldığı sonuçlar bunun göstergesi... Ancak, Yiğidoların ara transfer bitmeden kadrosunu genişletmesi şart. İkinci yarılar her zaman zor geçer. Sakatlıklar ve cezalılar dikkate alınmalı. Takımın yapısına uygun, uzun vadeli düşünülerek futbolcuların transfer edilmesinde fayda var. Geleceğe yönelik genç futbolcular alınmalı. Elbetteki transfer edilen gençlerden ilk etapta başarı beklemek yanlış olur. İçlerinden birkaçı formayı giyebilir. Giyemeyenler ise tecrübe kazanması için alt yapı olarak faydalanılan Üsküdar Anadolu'ya, iki sezondur uygulandığı gibi kiraya verilmeli. Burada tecrübe kazanmaları sağlanmalı. Eminim Mecnun Otyakmaz ve Bülent Uygun'un plan ve projesi de böyledir.