Transferde yanlışlar Devre arasında alınacak oyuncular dengeyi bozabilir. Yöneticiler buna dikkat etmeli. Ara transferde gelip de faydalı olanı (Nobre dışında) hatırlamıyorum
İyi giden arabanın tekerine çomak sokulmaz." Güzel bir sözdür. Ara transferlerde özellikle şampiyonluğa oynayan takımların eğer önemli sakatları yoksa büyük transferlere değil, kulübeyi zenginleştirecek, geleceği parlak gençlere yönelmeleri doğrudur. Aksi takdirde güç dengeleri bozulur, huzursuzluk başlar. Size bir örnek vereyim. 1982 senesinde ilk devreyi (hem de 2 puanlı ligde) 5 puan önde kapatmıştık. Büyük paralarla Erhan Önal'ı getirdiler. Soyunma odalarında orta saha oyuncularımızın "5 puan farkı herhalde beğendiremedik" sözlerini hatırlıyorum. Saha dışındaki sorunlar, içeriye de taşındı ve açık ara şampiyon olacak takım; ligi üçüncü bitirdi. Sonra taraftar ayağa kalktı.
(Benim ilk gol krallığım tek teselli olmuştu) Yani söylemek istediğim, çok dikkatli olunmalı. GİTMEK İSTEYEN GİDER F.Bahçe şu anda ekonomik yapısı en güçlü kulüp. Bu yüzden devreye girdiği anda fiyatlar uçuyor. A milli formayı doğru dürüst giymeyenler bile, borsayı 10 milyondan açıyor. Hem de bu ülke hâlâ İspanya gol kralının 14 milyonunu tartışırken. (Nihat sakatken bile 12 milyondan bahsederken az diyorlardı ya, neyse) Bu yanlışlara kesinlikle düşülmemeli. İç transfer de ayrı bir muamma. Futbolcular karnesini sezon sonunda alır. Ona göre de masaya oturur. Peki diyelim ki, tek kupa bile almadan lig beşinci bitirildi. Yeni takım kurman gerekiyor, ne yapacaksın? İlk önce "4 yıllık paramı ver, gideyim" diyenlerle karşılaşacaksın. Örnek mi istiyorsunuz... F.Bahçe, Maldonado'dan memnun mu; hayır. Peki niye gönderip yerine kimseyi alamıyor? İşte olay bu! Ama kulüp de ne yapsın, eli kolu bağlı. İmza attırmazsan, adam sene sonunda serbest kalacak, para kazanılamayacak. Aslında oynanan bir kumar. Ama şöyle de düşünebiliriz. Gitmeyi kafaya koyan, zaten gidiyor. İşte Tuncay, işte Aureilo. İkisi de devre arası anlaşmaya yanaşmadı. Sene sonunda kulübün alacağı paraları da kendileri aldılar. Biz buna "profesyonellik" diyoruz! Kalmak isteyen de zaten kalıyor. Haaa. Anlaşma yapmadığı için, performansı düşer diye de korkulmasın. Parayı alırken profesyonel olanlar, sıra işini yapmaya gelince de profesyonel olacaklardır.
TEK RENK DOLAR YEŞİLİ Renk aşkı diye bir şey kalmamışsa, tek renk "dolar yeşili" olmuşsa, herkesten işini yapmasını beklemek bir haktır ve o hak gerekirse ceza olarak da kullanılmalıdır. Aslında ilk tartışılması gereken (Ben Nobre hariç hatırlamıyorum) devre arası gelen futbolcuların takıma nasıl katkı sağlayacağıdır. 2-3 gence evet derken, yöneticilerden de bütün mevkilere adam öneren, yeni baştan yaratılacak bir takım tavsiye eden yazarlardan uzak durmaları önerisinde bulunacağım.
