Yıldırım Demirören'in açıklamalarını dikkatle dinledim. Belki değişik bir şeyler görürüz dedik ama umduğumuzu bulamadık. Futbolumuzdaki "Hep bana hep bana" felsefesinin bir başka versiyonuydu. Yani eski tas, eski hamam. 30 yıl önceden örnekler verildi. Sütten çıkmış ak kaşık gibi Beşiktaş hiçbir maçta hakem yardımı almamış. Şerefli ikincilikler, şerefli şampiyonluklar masalıyla (ötekiler şerefsiz ya!) sadece kendi taraftarlarına mesaj niteliğindeki toplantıda dağ fare doğurmuştur. Hatırlarsanız böyle bir barkovizyon gösterisini en son Özhan Canaydın yapmıştı, Galatasaray sene sonunda şampiyon olduğunda, aynı gösteriyi bir kez daha yapmasını rica etmiştik ama oralı olunmadı. Çünkü amaca ulaşılmıştı. Şimdi aynı filmi yeniden izliyoruz. Malatya maçında Doğan arabalar verildi, teşvik primi yani şike kanıtlandı; Beşiktaş şampiyonluğu kaybetti. Peki, madem öyle Demirören şikayet ettiği Galatasaray'la neden ititfak yaptı? Neden "Kupa bizim, lig sizin olsun" yemekleri yendi? Çünkü dün dündü, bugün bugün! Menfaatler neyi gerektiriyorsa o yapıldı.
Ciddiye bile almayın Mesela beklerdik ki bir döneme damgasını vuran sayın Semra Özal'ın şampiyonluklarda ne gibi bir payı olduğu açıklansın ya da 100. yıldaki şampiyonlukta 2002- 2003 sezonu hiç yaşanmamış gibi es geçilmesin. O zaman daha inandırıcı olmaz mıydı? Ama sayın Demirören'in tek kişilik gösterisi sadece kendi taraftarına yönelikti. Hatırlayın, İzmir'de Bülent Demirlek'in Fenerbahçe'yi katledip Beşiktaş'a verdiği kupa hastane odasına gitmişti. O hafta bir hemşirenin "İzinlerimiz kaldırıldığı için maç sabahı hastanedeydik. Kupa mı ne gelecekmiş, bize ne!" (sonuç önceden belli) feryadı duyulmamıştı. Soruşturma açması gereken federasyon oralı bile olmamıştı. Nasıl olsun ki! Hastanede kupanın bir ucundan Demirören tutarken, diğer ucunda federasyon başkanı vardı. Rize maçından önce futbolcusunun polis kayıtlarına geçen telefon görüşmesi şikenin tam belgesiydi ama ondan da bahsedilmedi. Neyse lafı uzatmayayım. Beklediğimiz gibi geçen bir basın toplantısıydı. Acaba bir kulüp başkanının kendi lehlerine yapılan hataları açıklayacağı bir gün görecek miyiz? Mümkün değil, hatta imkansız. Eğer böyle bir gün yaşanacak olursa, inanın ki o gün futbolumuzun kurtuluş günü olacaktır. O yüzden o güne kadar hangi kulüpten gelirse gelsin, bu tür basın toplantılarının ciddiye almamanızı öneririm.