Acı gerçekler Yanlız geçmiş başarıları konuşarak ve onlarla övünerek Ali Sami Yen'deki son başarısızlığı unutturamayız. Geleceği kazanmak için bu günü eleştirebilmeyi de becermeliyiz. Fenerbahçe'nin marka değerini yükseltmeye çaba gösteren ve buna destek veren herkesin de unutmayalım ki bir sabır noktası vardır! Travma sonrası utanılacak hiçbir eyleme katılmayan F.Bahçeli çoğunluklar futbolun üç ihtimalli bir oyun olduğunu kabul etseler de yenilgiyi, şampiyonluğun göz göre göre kaçmasını asla kabullenemezler. Sezona üç kupa vaadiyle ve büyük umutlarla giren camia bu yıl (Avrupa dışında) kupada ve ligde çok pahalı bir Güney Amerika macerası yaşadı. Takımın motivasyonunu negatif etkilememek için eleştirilerde töleranslı davranan bir kişi olarak artık ligin bitimine bir hafta kala gelecek adına düşüncelerini herkes özgürce söylemelidir.
Emeklerin karşılığı bu mu? Adeta arka arkaya yürüyen adam Moldonado'ya, yaptığı işi ve geldiği yeri benimsemeyen kişilik sergileyen Ali Bilgin'e Zico bile tahammül edemedi ve hatasını 35. dakikada düzeltip Semih ile Kazım'ı oyuna aldı. Fener bu değişikliğin yararını mağlup oynadığı Gençler karşısında devreyi beraberlikle kapayarak, ikinci devrenin başında da öne geçerek gördü. 71'de Kazım, Semih, Deivid kombinizasyonu sonucu gol olunca F.Bahçe derin bir 'ohh' çekebildi. Ligin sonlarındaki G.Birliği, Kadıköy'de 82. dakikada Avrupa fatihimizi sarsıp kendine gel dercesine golü atıyor ve skoru 3-2 yapıyordu. G.Birliği'nin son dakikalardaki pozisyonlarını Fener tribünleri takıma sahip olmak adına görmezden gelip alkışlasalar da, merhum ağabeyimiz İslam Çupi, "F.Bahçe'nin büyüklüğü şampiyonlukla ölçülmez" dese de bu büyük yatırımın, yönetimin ve taraftarın emeklerinin karşılığı bu yıl şampiyonluk kupasını bence kaldırmak olmalıydı.