Değiştirin Bir futbolcuya 6 trilyon harcayıp hiç oynatmadan gönderecek kadar zenginler. Sadece Jun değil elbet, Lange dersin, Marcelinho, Kalitvitsev, Fethi, Recep, Çağdaş, Risp, Ceyhun... Daha birçok isim eklersin. Gelirken türlü methiyeler dizilen, giderken arkasına teneke bağlanan yıldızlar. Balıkçı Temel, kasap Dursun, fındık tüccarı İdris, bakkal Hasan. Memleketten herhangi birilerini göreve getirsen bundan kötüsü olmaz. Futbolu bilmelerine gerek yok. Bu işten para kazananlar yönlendirir onları. Bizim kulüpte böyle oluyor zaten. Tek fark, başkan ve yöneticilerin şöhreti. Gördüğünüz gibi elemedik bir kişi bırakmadık. Biz değil kendileri elendi. İş bilmez olduklarını belgelediler. Değirmen gibi Trabzonspor. İçine giren, parçalanıp gidiyor. Şampiyonluktan uzak yıllarda denenmedik kimse kalmadı. Balıkçı Temel'in başa gelmesi yakındır. Bir şeyi gözden kaçırmayalım; Değirmeni işletenler var orada. Toplasan yirmiyi geçmez onlar. Demirbaşlar orada. kulüp hareketini belirlerler. Her işi onlar yapar başkan ve yönetimleri batırırlar yinede yerlerinden oynamazlar.
Demirbaş bile dayanamadı! Futbol ulemasıdır onlar. Her kılığa girerler. Kimi zaman teknik adam, kimi zaman, idareci daha olmadı eleştirmen yazardır onlar. Mevkileri değişir fakat isimler hep aynıdır. Transfer komitesinde yer alırlar, izleme işine bakarlar. Alt yapı sorumlusu olurlar. Trabzonspor'un geleceği bebelerin başına geçerler. Her kademede batırırlar, yinede elenmez bir sonraki yolculukta otobüse tekrar binerler. Ön koltuğa oturmazlar, arka sıra onlar için yapılmıştır. Hiç sorumlu olmazlar, sorumluyu asmak için taktik geliştirirler. Enteresan değil mi? Kendi fabrikasında, işyerlerinde binlerce insanı çalıştıran koca koca iş adamları o değirmende parçalanıyor. Koca Mehmet Ali Yılmaz elendi. Sıfır kulüp geliriyle, cebinden harcadığı milyon dolarlara rağmen ayrıldı bünyeden. Atay başkan ve ekibi aynı akıbeti paylaştı. Albayrak ve arkadaşları valizi topladılar. Demirbaşlardan başkan da seçildi oraya o bile başaramadı. O bile dayanamadı!