Yazık kere yazık!

Son derece iyi bir jenerasyon kötü bir teknik adamla harcandı, harcanıyor.
Çağlar, Zeki, Hakan, Cengiz, Okay, Cenk ve diğerleri hiç fark etmez; hangisini, hangi futbol ölçeğiyle ölçerseniz hepsi İsveçli rakiplerinden daha yetenekli ve daha kaliteliler.
Ancak gelin görün ki küme düşen biz olduk!
Yazık... Artık C Ligi'ndeyiz...
Kim bilir belki bu bile iyi bir haberdir! Bakarsınız Mircea Lucescu ile D Ligi'ne de gideriz. Olmaz demeyin, bu gidişle olabilir.
İsveç'i ilk maçta 2-0 geriden gelip yenmiştik. Bu kez farklı kazanacağımız pozisyonlar bulduk ama asla organize değildik. Bireysel yeteneklerle yakaladık pozisyonları.
Cengiz maçın hemen başında girdi, vurdu dışarı gitti. Gol olsa, yine bireysel yetenek diye başlardık ama bu defa size başka bir hikaye anlatabilirdik!
İsveç ilk maçtan ders almış, biz almamışız. Onlar beklediler, kanatları kapattılar, şut pozisyonu vermemek için göbekte de son derece kalabalık ve organizeydiler.
Sağdan Cengiz topu aldığında iki kişi başında, Hakan ona keza.
Ortada Cenk yalnız, Yunus ise kayıp.
Bu manzarayı görüp çözüm üretmek gerekirdi yapamadık.
Ne sahadaki oyuncularımız maçın kötüye gittiğini fark edip farklı davrandılar, ne de kenardaki teknik adam.
Sonuç olarak, bir galibiyet alarak ikinci olup farklı hayaller kurabileceğimiz bir grupta kabusu yaşadık. Yazık oldu...
Maalesef futbolda, kulüp ya da Milli Takım fark etmiyor ve attığımız taş ürküttüğümüz kurbağaya değmiyor!

Bu web sitesinde çerezler kullanılmaktadır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

"Tamam" ı tıklayarak, çerezlerin yerleştirilmesine izin vermektesiniz.