01 Kasım 2017 | Çarşamba

İltihap!

Fenerbahçe'de kazandığını zannetme iltihabının getirdiği rahatlıkla, korkaklık kardeş çıkınca, ortaya kaçınılmaz bir kayıp daha çıktı.
Soru: Fenerbahçe'nin nesi var?
Cevap: Acelesi yok!
O yüzden sezon başındaki şampiyonluk kontratında komisyonlar kayıp puanlarla ödeniyor.
10 maçta 14 puan.
Sonuç olarak: Kaybederken renk vermeyenlerin futbolundan ahenk beklemek de gereksizdir. Taraftarına umut vermesini beklemek de!

***
Cesaret bir kültürdür.
O yüzden kendi evinde bile rakibin baskısına baş eğenler dışarı!
Kayıpların köküne inerseniz yanlışlarında inat eden bir teknik adam görürsünüz.
Dışarı aldığı adama bakınca da gerçeği görürsünüz.
Takımın attığı üç golde de emeği bulunan Valbuena'yı dışarı alan teknik adamın, başına dert almaması mümkün değildir.
Valbuena bundan böyle maç boyu sahada kalmak istiyorsa cebinden tavşan çıkarsın.
Yoksa Alex'i bile imha eden ve Ozan Tufan'dan efsane yaratma sevdasına düşen Aykut Kocaman'dan beklenen adil refleksi göremeyecektir.
O yüzden yanlışların avukatlığına soyunan medyadaki amigolarla Fenerbahçe'nin bu sezon da öznesi bellidir. "Herkes tahtında kalsın!
Taraftar bahtına yansın!"
***
Eskiden bir takım sportif başarısızlığa uğradığında, "sorumlu kim?" diye bağırılırdı da, "ben, ben, ben" derdi asaletin yöneticileri.
Şimdi kulüplerde sorumlu aradığınız zaman cevap aynen şöyle.
"O, bu, şu!" En kolay işaret edilen gerçeğin adı da; hakem!
Galatasaraylı yönetici Cenk Ergün, Trabzonspor maçından sonra gözyaşı musluğunu açtı. "Hakem takdir haklarını Trabzon'dan yana kullandı!" Bu ülkede takdir haklarından şikayet etmeye yüzü olmayan takımların adıdır; üç büyükler!
Ama her takımın ağlayan adam sergisinde fotoğrafları var.
Bunların konuşmalarına filtre uygulansa ne yazar. Sızlanma hastalığı bu denli derine inmişken!
***
Trabzonspor futbol olarak Galatasaray'ı ezdi geçti.
Tudor'un sızlanmasına bakıyorum.
Neymiş, Trabzonspor kendilerine futbol oynama izni vermemiş!
Galibiyet için kimseden izin alınmaz. Ateşlere basa basa yürümek diye bir şey vardır.
Liderliği sigorta ettirmek için, önce beyinlerdeki korkuyu imha etmek gerekiyor.
Tudor'da olmayanları fark etmek için, derbi maçlarının yetmediğini de yakında görebiliriz.
***
Neresinden bakarsak bakalım, futbolun inşaatı sadece çirkinlik ve hakkı olmayanın peşinde koşmak üzerine.
Her şeyin azar azar kaybolduğunu görenler, tribünleri de bıraktı, gazete okumayı ve televizyon izlemeyi de.
Kaybedilenleri kazanmak da kolay değil artık.
Bu ülke; iltihaplı futbolcularından.
Kurtlanmış teknik adamlarından.
Hakemleri depresyon ilacı olarak kullanan yöneticilerinden.
Ve ağızlarına çimento dökülmesi gereken yorumcularından.
Çoktan kurtulmalıydı!
***
O yüzden futbolda iskambil evlerin hükmü sürüyor! Maça ası kapıları yumruklayan bitirim.
Karo valesi şiddete klip çekiyor Sinek üçlüsü soytarılık yapıyor.
Papazlar da sırasını bekliyor!
Şarjörlerini doldurmuş halde!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor