"Eğer öfken kendine değil bana ise; kafana sıkacağım!"
Sınırsızların kurduğu oyuna, oğlunun canını kurtarmak için dahil olan Tufan, yaptığı hatanın bedelini yine oğlunun canıyla ödemiştir. Orhan'ın ölümüyle eski dostların arasındaki düşmanlık son bulmayacak aksine ikilinin intikam hırsı katbekat artacaktır. Bu kayıpla ilgili iki taraf da birbirini suçlarken, masa üyelerinin tavrı gayet net olacak, Tufan'ın infazının biran önce gerçekleşmesi gerektiğini dile getireceklerdir. Tufan'a göre yaşanan kaybın tek sorumlusu olan Hızır ise hem bir babanın evladını kaybetmesinin ne demek olduğunu bildiğinden hem de Orhan'ı yeğeni olarak gördüğünden cenaze gününden önce kimsenin harekete geçmesini istemez. Hatta ilk hamlenin de Tufan'dan gelmesi gerektiğini savunacaktır. Tufan ise içindeki öfkenin dinmesine izin vermeden intikamını almak adına kolları sıvar. Hızır'a karşı açacağı savaşta yenilgiye uğramamak için Çakırbeylilerle bir bağı olmayan eski ahbaplarını da cephesine katacaktır. Yakın dost olan masa üyelerinin arasına kan girdiğini öğrenen Cengiz de Hızır'ı bitirmek için derhal harekete geçer. Tufan'ın acısından faydalanarak yapacağı planla bu krizi fırsata çevirmeye çalışacaktır.
