Cimbom'un eski file bekçisi ve kaleci antrenörü Claudio Taffarel, açıklamalarda bulundu. Brezilyalı efsane, takımın Uruguaylı kalecisi Fernando Muslera'ya övgü yağdırdı. Tafo, "Muslera benim bütün rekorlarımı kırdı. Ben UEFA Kupası'nı aldığımızda Muslera'dan sadece bir yaş büyüktüm ve kalmak istiyordum. Ama yönetim öyle bir tavır sergiledi ki adeta git dediler. Hâlbuki takıma verebileceğim çok şey daha vardı. Aynı hataya düşülmemeli, Muslera bu takımla bütünleşti. Mutlaka kalmalı, takıma çok fazla şey daha verebilir" şeklinde konuştu.
ŞAMPİYON OLACAĞIZ
Ligin başlaması durumunda Galatasaray'ın şansını değerlendiren Claudio Taffarel, "Galatasaray sezon istediği gibi başlayamadı ama sorunlarını çözerek ligin zirvesine yaklaştı. Liglere ara verilmeden önce de şampiyonluğun en önemli adaylarından birisiydi. Bu yıl Trabzonspor çok iyi bir takım kurdu ve iyi oynuyorlar. Ancak Galatasaray kazanmaya başlayınca o tecrübesiyle hep kazanan taraf oluyor. Sanırım bu yıl da öyle olacak. Salgın dönüşü takımlar aynı düzeyleri ile mi dönecek, ne kadar çalışabilecekler bilmiyoruz. Bu en önemli faktör olacak" ifadelerini kullandı.
HAYAT NORMALE DÖNMELİ
Ülkesi Brezilya'da koronavirüs günlerinin nasıl geçtiğini anlatan efsane kaleci Claudio Taffarel, "Burada da tüm dünyada olduğu gibi tedbirler var. Biz takvim olarak dünyanın gerisindeyiz, yani henüz pik noktayı görmediğimiz söyleniyor. Ama bence bir an önce normalleşme başlamalı. Gerekli tedbirler alınarak bütün hayat normale dönmeye gayret etmeli. İnsanların buna ihtiyacı var. Sadece futbolcuların ya da kulüplerin değil en dar gelirli insanların bile futbola ihtiyacı var. Tüm ligler .ir an önce kaldığı yerden başlamalı" dedi.
HERKESİ YENEBİLİRDİK
17 Mayıs 2000'de kazanılan UEFA Kupası için görüşlerini belirten efsane kaleci, "O futbolcu topluluğu çok kaliteli, çok çalışkandı. Finale kadar hak ederek geldi. En başından beri bu ülkenin alışık olmadığı bir şeye inanan ve her geçen gün takımını inandıran bir hocamız vardı. Terim ilk günden itibaren 'Alman, İtalyan, İngiliz fark etmez yenebiliriz'i öğretiyordu. Herkes ama herkes çok çalışıyordu, bu çalışkanlık da 2002'de Türkiye'ye dünya üçüncülüğü getirdi" dedi.
