Spor yazarları Fenerbahçe-Tümosan Konyaspor maçını değerlendirdi

EMRE BOL - ASABI BOZUK BİR CAMİA

Fenerbahçe karmakarışık! Takım karışık, tribünler karışık, yönetim karışık, muhalefet karışık… Bu kadar krizin içerisinde Konyaspor maçını mı konuşalım istersiniz? İlk lafım taraftarlara… Bir kere tribünler neden boş? Gelenler neden sadece, "Yönetim istifa" diye bağırıyor? Taraftarlık böyle bir şey mi Allah aşkına? İyi günde, kötü günde, yağmurda, karda kışta Fenerbahçe'yi bırakmayan o cefakar, fedakar taraftarlar nerede? Sonra diyorlar ki, "Dzeko ve Tadiç'e çok kötü veda edildi." Adamların ikisi de son maça çıkmak istememişler.

Düşünsenize Fenerbahçe oyuncusu Kadıköy'de maça çıkmak istemez olmuş. Öncelikle tribün sorununun çözülmesi gerekiyor. Sonrasına bakarız. Böyle manasız maçlar elbette futbolcular için zor geçiyor. Hele de böyle ters tezahürat yapan tribünlere karşı… Yine de üzerinde Fenerbahçe forması varsa hakkını vereceksin. Lakin görüyorum ki bu takımda çubukluyu hak eden çok az isim var.

Umarım yönetim benim gördüğümü görüyordur! Mourinho yeni sezonda takımın başında olacak. Yardımcılarının neredeyse hepsi değişiyor. Takım üzerindeki ölü toprağının kalkması için yine çok sayıda transfer yapılması şart. Özellikle takım içindeki Türk oyuncular güçlendirilmeli. Ancak Fenerbahçelilik ruhuyla şampiyonluk gelir.

GÜRCAN BİLGİÇ - MOURINHO'NUN UMURUNDA DEĞİL

Gevşeyen cıvataların artık somundan kurtulma aşamasına geldiği bir ortam. Bir gün önce takımın iki efsanesi veda ediyor arkadaşlarına. "Sahaya çıkmayalım, protesto edilebiliriz" diyorlar. Ertesi gün Kadıköy'e geleceklerin ruh halini tahmin edin artık. Hoca deseniz, Dünya umurunda değil. "Gurur ve profesyonellik" olarak açıklıyor maçın anlamını. Ne yürüyüş yapanlar, ne "istifa" diye bağıranlar ne de "Bir umut" diyerek tribünlere gelenler var hesabında.

Ve kulüp tarihindeki, böyle krizli dönemlerin değişmeyen akibeti de gerçekleşiyor; dördüncü dakika, ilk atak – ilk şut ve gol… Rakip önde. Bir sonrasında meteor çarpması var. Olabilecek en kötü senaryolar yaşanıyor.
Yine de takım bu baskıya karşılık verdi. 20'den sonra oyunu yığdılar rakip kaleye. İrfan Can kahveci üstlendi liderliği, sorumluluk aldı, diğerlerini de peşine taktı. Tribündeki taraftar onları ıslıklarken, "onları" sevindirecek o "golü" bulmak için uğraştılar.

İşler sarpa sardıkça, Mourinho da geri dörtlüyü "ikili" yaptı, kenarları ortaya aldı, en son kararda Cenk Tosun'u sol öne koydu. Sonuç; bir çok Fenerbahçeli'nin burun kıvırdığı bu futbolcular, ne kadar "karakterli" olduklarını gösterdiler. Kendi seyircileri karşılarındayken bile vazgeçmediler, sorumluluk aldılar. Hem tribünlerin, hem de kendilerinin en büyük şanssızlığı "özel biri"yle sezonu geçirmeleriydi.

MUSTAFA ÇULCU - FUTBOLU BİLMİYOR MU?

Fenerbahçe tribünlerde az ama çok mutsuz, küskün ve tepkili seyircisi önünde ''Yönetim istifa'' protestoları altında oynadığı maça erken yediği golle adeta yenik başladı.
Derin ve iyi kapanan kalabalık Konyaspor savunmasını açmakta zorlandı.
Ancak ikinci yarıda bulduğu gollerle sezonu galibiyetle kapatmayı bildi.

Parlak bir kariyere sahip ve kendisinden çok şey beklenen Mourinho maalesef Fenerbahçe'nin genleriyle ruhuyla oynadı, çok sıkıntılı ve karanlık bir sezon yaşattı.
Öyle ki geçen hafta Cenk Tosun'a daha fazla süre vermediği için pişmanlığını dile getirmesine rağmen ne gariptir ki bu maçta bile ancak 60'da oyuna aldı!
İrfan Can Kahveci'nin isteğini, oyuna katkısını ve attığı golde klas vuruşunu görünce acaba ona da yeterince süre vermediği için pişman olmuş mudur?
Mourinho'ya zengin bir kadro ve konfor alanı yaratmış olmasına rağmen haftalardır ''Yönetim istifa'' diye tepki veren seyirciden de bir gün olsun ''Mourinho istifa'' tepkisinin gelmemesi de oldukça garip ve ilginç!

Genç FIFA hakemi Oğuzhan Çakır harika bir fiziğe sahip ama oyunu okumada ve sahada yer almada sorunlar yaşıyor.
Pozisyonların içinde oyuncuların koşu yolunda kalması, kaçamadığı için 20'de kendisine topun çarpması kabul edilemez!
Futbolun doğasında olan temaslara, çime takılıp düşünlere bile faul çalıp net ayağa basmalara 'devam' deyince futbolu bilmediğini düşündürttü!
28'de Talisca'ya çıkan sarı kart yeterli, kırmızı olmaz.

Ama oyunu bozan kendini yere atarak yüzüne darbe almış gibi aldatma yapan, temas yokken varmış gibi buz tedavisi uygulatan Bazoer'e niye sarı yok?
Hakemler bilmeliler ki, sahada adil uygulamalar onlara olan güveni arttırır.