EMRE BOL - VAR MI BİR BİLDİĞİ?
Pereira takımını Alanyaspor karşısına koşucu oyuncularla dolu bir kadroyla çıkardı. Bu koşucu oyuncu grubu, topa hükmetti, rakibe aman vermedi, bol bol pres yaptı. Bekleyen Alanya ekibine karşı üstün göründü. Lakin sahadaki kreatif oyuncu eksikliği kaliteli pozisyon olmamasına sebep verdi.
Alanyaspor savunması, alan-zaman vermeyince aklı başında bir hücum organizasyonu göremedik. Pereira'nın koşmadığını düşündüğü Mesut'la problemi olabilir elbette. Peki Valencia neden yedek? Büyük ihtimalle Nazım'la orta kalitesinin artacağını, onun atacağı yüksek toplarla Serdar Dursun'un etkili olacağını düşünmüştü.
Gelin görün ki Nazım çok ama çok kötü oynadı. Doğru düzgün tek orta dahi yapamadı. Bu kadar karambolün yaşandığı, 39 kez rakip ceza sahasına girdiğin maçta santrforun Valencia olmalıydı.
Sonra yapılan oyuncu değişiklikleriyle takım çorbaya döndü! Kimin nerede oynadığının belli olmadığı kamikaze sistemi! Sadece 2 kez kalene gelen rakipten 2 gol yiyerek kaybetmek tam da Pereira'nın sistemiydi. Devamlı vardır hocanın bir bildiği diyenlere sesleniyorum. Var mıymış hocanın bir bildiği? Ben size şunu çok net söyleyeyim; Pereira ne yazık ki Fenerbahçe'nin seviyesinde bir hoca değil. Bütün yıldızları küstüren bir hocayla boşuna vakit kaybediliyor.
REHA KAPSAL - KÖTÜ ELİ OYNAMAK
Fenerbahçe, Trabzon mağlubiyeti hafta içi de Antwerp beraberliğinden sonra tekrar moral motivasyonunu yalnız takımın değil, taraftarın da tekrar sağlaması için tek düşünce son haftalardaki formda olan Alanyaspor'a karşı alınacak galibiyetti.
Sarı-lacivertliler, maçın geneline baktığınızda çok dominant bir oyun oynadılar. Rakip ceza sahası içine çok girdiler, karşı pres baskıda top kazanıp eksik kaldığında Alanya kalesine direkt gittiler.
Yalnız bu yüksek eforlu oyunda en büyük eksikliği hücumda becerinin ve kalitenin olmayışıydı. Bir de buna oyun olarak saha içindeki Fenerbahçe'nin Alanya sahasında oynadığı oyunlarda orta saha hücum oyuncularına gerekli desteği götürmediği gibi iki kenar bek Ferdi ve Nazım kanatları da doğru bir şekilde kullanamadı. Tabii bir de buna rakip ceza sahası içinde çok topla buluşsa bile sayısal olarak çoğunlukla Alanyasporlu oyuncular fazlaydı ve istedikleri net pozisyonları fazlasıyla yakalayamadı Fenerbahçe. Ama yine de maçın 0-0'lık bölümünde, o kırılma anlarında az pozisyon üretse de son vuruş becerisini gösteremediler.
Fenerbahçe'nin kaç atak noktası var top ayağındayken? Nereye baskın hücum yapacaklar? Bununla ilgili saha içi organizasyonu çok eksik. Bir de futbolun en önemli unsurlarından biri; haftalardır dile getirdiğim gibi aritmetiği ve geometrisi. Üçlü savunmada daha önce de organize olmuş savunmalara karşı 7'ye 10, yeri geldiğinde 9'a 6 vesaire… Hep sayısal üstünlüğün fazla sağlanılmadığı, rakip yarı alan oyunlarını tercih etti Pereira.
İşte dün akşamki kötü gittiğinde hep bir korkaklık var. Oyuncu değişikliği eğer gol lazımsa Fenerbahçe'ye bir tek Nazım oyundan çıkıp, 5 oyuncunun pozisyonu değişiyorsa Fenerbahçe'de demek ki sezon başından beri bir şeyler yanlış gidiyor. Fenerbahçe gol atması gereken dakikalarda Crespo değişikliğini de anlamak mümkün değil.
Oyuna renk ve kalite getirecek anahtar oyuncular, anahtar oyun formülleri yerine hep bir skoru koruma, üçlü savunma önünde iki tane defansif oyuncuyla, bir büyük takımın oyunu tarif edilmez. Tabii ki büyük takım koşacak, top rakipteyken baskı yapacak ama sırf koşmak büyük takımları şampiyon yapmaz. Top ayağındayken daha saldırgan, saha içindeki bütün hücum opsiyonlarını deneyen ve de o kaliteyi yaratacak oyuncularla oynamak gerekir. Antrenörlük fakı da budur.
Fenerbahçe'nin Alanyaspor özelinden genel en büyük sıkıntısı; işler iyi gittiğinde sorun yok ama işler çetrefilleştiğinde saha içinde ciddi bir sorun yumağı oluşuyor. "İyi eli herkes oynar mühim olan kötü eli oynamak". Pereira'nın da bir teknik adam olarak sezon başından beri en büyük eksikliği de bu sanırım.
