Bazı insanlar vardır zor şartlar için hayata gelmiştir. Birkaç dokunuş ve pozitif enerjisiyle gittiği yerin atmosferini değiştirir. Solskjaer'in futbolculuk ve teknik direktörlük hayatı bu tip zorlu başlangıçlar ve anlarla doludur. Yedekten gelip zor giden maçları attığı gollerle kolaya çevirmiştir. Teknik adam olarak zor maçlarla işe başlamıştır. Beşiktaş'a imza attığında da Athletic Club karşılaşmasıyla yola çıkacak. İstanbul'a gelmeden önce takıma baktı. Yeni yönetime baktı. Hesap yaptı ve evet dedi. İnanmadığı tekliflere sıcak bakmadığı biliniyor. Demek ki Solskjaer bir ışık görüyor.
Süper Lig'de alınan istikrarsız sonuçlar ile iki ezeli rakibinden puan olarak oldukça uzaklaşmış ve takımın morali alt seviyelere inmiş. Kadro mühendisliği, teknik ve taktik yönden Solskjaer'in felsefesine uymayan bir takım görüntüsü mevcut. Hem agresif savunma yapabilen isim yok denecek kadar az, hem de hücum prese uygun forvet tipi bulunmuyor. Rakibi ısıran topu kapan ve bu topu doğru pas tercihi ile rakip kaleye direk oynayacak orta saha ve ön libero ise sınırlı sayıda. Öte yandan ligdeki hedefinin uzağında kalan Beşiktaş'ı Avrupa macerasında zorlu rakipler bekliyor. Sezon için tek hedef kaldı o da Türkiye Kupası.