Elde ettiği başarılar sonrasında konuşan 18 yaşındaki milli sporcu, ailesinden büyük destek gördüğünü belirterek, "Antrenmanlarımı babamla yaptım. Hasta olduğumda annem benimle çok ilgilendi. Kamplara gidip geliyorum ama asıl çalışmam babamla oluyor. Başarımdaki en büyük etkenler annem, babam ve partnerlerimdi." dedi.
Genç sporcu, anne ve babasının tekvando antrenörü olduğuna dikkati çekerek, "Otomatik olarak ben de salona adım attım. Salona gide gele bir yerden sonra yaptığım sporu ciddiye almaya başladım. 8 yaşından sonra da bırakamadım." dedi.
İLK MADALYASI DÜNYA ŞAMPİYONASI'NDA
Milli tekvandocu Hakan Reçber, ilk madalyasını Dünya Gençler Şampiyonası'nda elde ettiğini anlatarak, "Dünya şampiyonasına giderken madalya alacağıma inanmıyordum. Çünkü sıkletim cidden zor bir sıklet. Açıkçası 'dereceye girersem yeter' diye düşünüyordum ama sonrasında Avrupa Ümitler Şampiyonası'nda da altın madalya kazandım." ifadelerini kullandı.
Tekvando branşının kendisine karakter olarak büyük katkılar yaptığını dile getiren Hakan, şöyle devam etti:
"Şampiyon olduğumda aklımdan hiç bir şey geçmedi. Mutlu oldum. Maç bitince zaten etrafta koşuşturmaya başladım. İstiklal Marşı'nı okuturken biraz duygulandım. 2020 Tokyo Olimpiyatları için çabalıyorum. Maçlara gidip geliyorum ve puan topluyorum. Gereken puanları toplamaya çalışacağım. İnşallah beni 2020 Tokyo Olimpiyatları'nda görebileceksiniz. Madalya sözü veriyorum."
HASTALIK DÖNEMİ
Hakan, 2013 yılında omurilik lezyonu ismi verilen bir hastalığa yakalandığını tedavi sürecinin de 1,5 sene sürdüğünü ifade etti.
Bu süre boyunca tekvandodan uzak kaldığını anlatan milli sporcu, şöyle devam etti:
"Zor bir dönem geçirdim. Nadir görülen bir hastalıktı. Manevi olarak bayağı destek aldım. İyileşeceğime inanmıştım. Psikolojim hiç düşmemişti. Modum hep yüksekti. Biraz da yürümek için çabaladım. Bırakabilirdim ama çabalayarak bugünlere geldim. Sevdiğim için istedim. Hasta olduğu dönemde 'ben spor yapamayacağım' diye bir hisse kapılmadım. Herhalde başka bir spor da yapmazdım. Çünkü o dönemde öyle şeyler aklımdan geçseydi zaten iyileşmezdim. 'Olmaz' diye düşünmedim, umutsuzluğa kapılmadım. Hastaneden çıktığımda doğrudan antrenmana geldim."
ANNE ÖZLEM REÇBER: "HAKAN 9 AYLIKKEN TEKVANDO İLE TANIŞTI"
Hakan Reçber'in annesi Özlem Reçber, 1999 yılında eşi Aydoğan Reçber ile Birlik Tekvando Spor Kulübünü kurduklarını, Hakan'ın da doğduğundan itibaren salonda büyüdüğünü söyledi.
Özlem Reçber, Hakan'ın 9 aylıkken tekvando sporuyla buluştuğunu, 4 yaşında da tekvandoya başladığına dikkati çekerek, "Şu anda geldiğimiz nokta çok gurur verici. Gerçekten çok büyük başarılar elde etti." dedi.
2013 yılının kasım ayında ve 2014 yılını kapsayan uzun bir süre Hakan'ın omurilik iltihaplanması hastalığı ile mücadele ettiğini dile getiren Özlem Reçber, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Sağlık yönünden birçok sıkıntı yaşamamıza rağmen ailece birbirimize destek vererek, umudumuzu kaybetmeyerek buralara kadar geldik. Hacettepe Hastanesinde tedavi gördü. Bu hastalık nedeniyle oğlum yürüyemedi. 1,5 yıl bizim toparlanma sürecimiz oldu. Bu süre Hakan'ı tekvando olarak çok geriye götürdü. O anda bizim için tekvando, okul veya başka bir şey gözümüzde olmadı. Çok zor günler yaşadık. Hayatta kalması çok önemliydi. Atlattık. Sonrasında Allah bize dünya ve Avrupa şampiyonluklarını nasip etti. Harika bir duygu."
Baba Aydoğan Reçber'in antrenörlük yapmasının Hakan için önemli bir kazanç olduğunu ifade eden Özlem Reçber, "Hem antrenörü, hem de babası. İkisi birlikte çok iyi işler yapıyorlar. Hakan'ın müthiş bir müsabaka zekası var. Bunu da babasından aldığını düşünüyorum. Harika bir şekilde oyun kurabiliyor. Baba ile oğlumun kafaları aynı şekilde çalışıyor. İnşallah bayrağımızı Tokyo Olimpiyatları'nda ve daha sonraki olimpiyatlarda dalgalandıracağız.'' yorumunu yaptı.
