Alpaslan Baki Ertekin yaptığı açıklamada, 34. Vodafone İstanbul Avrasya Maratonu'nun çok başarılı geçtiğini belirterek, ''Herkes memnun kaldı. 'Altın Kategori' olabilmenin kriterlerini de fazlasıyla yerine getirdik. Zaten Uluslararası Atletizm Federasyonları Birliği'nden (IAAF) gelen yetkili de bunun tescili için İstanbul'daydı. Dönüşünde bir rapor hazırlayacak'' dedi.
IAAF yetkilisinin raporunda, yarışla ilgili güvenlik, çevre koşulları, yarışın organizasyonu, start noktası, güzergah güvenliği, bitiş noktası, seyirci ilgisi, elit atletlerin katılımı konularına dikkat edeceğini vurgulayan Ertekin, şunları söyledi:
''Bu konularda hiçbir eksiğimiz yok. Yarışa katılan İstanbullular ve uluslararası misafirlerimiz son derece mutlu. Biz bu işi iyi yapıyoruz. Her sene üstüne koyarak ilerliyoruz. Bu sene 'Altın' kategoride koştuk, 2013 yılında 'Altın' kategoride olabilmek için gerekli kriterleri yerine getiriyoruz. Sportif anlamda hiçbir eksiğimiz yok, tam tersine fazlamız var. İşin sportif yönü çok iyi.''
Dünyanın önde gelen atletlerinin maratona katıldıklarına dikkati çeken Alpaslan Baki Ertekin, ''Başlangıç çizgisinde olan atletlerle, biz zaten 2013 yılında 'Altın' kategoride olacağız. Bunu bozabilecek tek şey, bu yarış içinde kriterlere aykırı uygulamalar olması ki, böyle bir şey de yok. Her şey dört dörtlük. Sporcularla, yurt dışından atlet getiren turların başındakilerle konuştuk. Herkes hayatından memnun'' ifadelerini kullandı.
''Olimpiyat adaylığında yeri çok önemli''
Alpaslan Baki Ertekin, 34. Vodafone İstanbul Avrasya Maratonu'nun, İstanbul'un 2020 Olimpiyat Oyunları adaylığı yolunda da çok önemli bir yere sahip olduğunu aktardı.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Spor A.Ş. Genel Müdürü olarak, aynı zamanda İstanbul Olimpiyat Oyunları Hazırlık ve Düzenleme Kurulu üyeliği görevini de üstlendiğini belirten Ertekin, şunları söyledi:
''2020 Olimpiyat Oyunları'na aday 3 şehirden biriyiz. 7 Ocak 2013 tarihinde de son yarış dokümanlarını Uluslararası Olimpiyat Komitesi'ne (IOC) teslim edeceğiz. Orada tesislerden, şehrin genel trafik problemlerine yönelik çözümlerden, güvenlikten, alt yapıdan bahsederken, bir de toplu katılımla gerçekleşen spor olaylarını anlatıyoruz. Orada listenin birinci sırasında Avrasya Maratonu var. Organizasyon, bu noktada İstanbul halkının olimpizm ruhunu içine sindirmesinin, kitlesel bir spor organizasyonuna destek vermesinin, çoğaltmasının ve büyütmesinin en güzel örneği. Kitabın da birinci maddesi olarak yer alıyor. Avrasya Maratonu sadece İstanbul için değil, Türkiye için en önemli organizasyonlardan birisi.''
''Bazen ölümün önüne geçilemiyor''
34. Vodafone İstanbul Avrasya Maratonu'nda iki sporcunun kalp krizi geçirmesi ve bunlardan birinin hayatını kaybetmesine değinen Ertekin, yaşadıkları üzüntüye vurgu yaptı.
Sporun ve hayatın içinde bu tip durumların yaşandığını ve maalesef bazen ölümün önüne geçilemediğini anlatan Ertekin, ''New York Maratonu'nda geçen yıl 7 kişi öldü. Çok ciddi efor isteyen, insanın metabolizmasının çok hızlı değiştiği bir spor. Bazen önüne geçilemiyor. Üzüldük ama en azından şunu biliyorum, arkadaşlarım ilk duydukları andan itibaren ailelerle ve yakınlarla ilgilendiler. Biz kendi adımıza ev sahipliğimizi ve vicdani görevlerimizi yaptık. Zor bir temenni ama inşallah son olur'' şeklinde görüş belirtti.
Organizasyonda 15 Kilometre Koşu'da mücadele eden ve geçirdiği kalp krizi sonucu 34 yaşında hayatını kaybeden Ali Ferda Anıl'ın, Ankara'da özel bir bankanın bölge müfettişi olarak çalıştığı bilgisini veren Ertekin, büyük üzüntü yaşayan aileye her türlü desteği vermeye çalıştıklarını anlattı.
Ertekin, kalp krizi geçiren Finlandiyalı Ari Pikakosti'nin ise tedavisinin sürdüğü ve durumunun iyi olduğu bilgisini vererek, sözlerini şöyle tamamladı:
''Finlandiyalı sporcu 46 yaşında ve 1992 yılında da bir kalp krizi yaşamış. Yarış sonunda kalp krizi geçiriyor ve kalbi duruyor. Yapılan ilk müdahale ile hayata döndürülüp, ambulansla Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne götürülüyor ancak önce ambulansta, sonra da bu hastanede tekrar kalbi duruyor. Her seferinde yeniden hayata döndürülen sporcu daha sonra Zeytinburnu'nda Özel Surp Pırgiç Ermeni Hastanesi'ne sevk edildi. Şimdi hızlı bir şekilde düzelmeye başladığını öğrendik. Beraber İstanbul'a geldiği arkadaşını ağırladık. En kısa sürede eşine ve Finlandiya Konsolosluğu'na haber verildi. Arkadaşlarımız havalimanında eşini karşılayarak hastaneye ulaştırdı. Her türlü kolaylığı sağladık. Bunlar zaten bizim yapmamız gereken insani vazifelerimiz.''
