Ahmet Çakar'ın televizyonda belirttiği gibi sahadaki başarısızlık nedenlerini tespit etmek istiyorsak golleri kaçıranları dile dolamayıp, gollerin nasıl ve neden kaçırıldığı üzerinde analitik değerlendirilmeler yapmak gerekir. Bu yöntemin takımı başarılı kılacağı aşikardır... Trabzonspor da çok gol kaçırıyor son maçlarda. Başarısızlığı şahıs bazında değil, onları meydana getiren nedenlerde aramak gerekir. Halihazırda bir hoca varken, yönetimin alternatif arayışına gitmesi gruplaşma ve huzursuzluğu beraberinde getirir. Bu da bütünlük kaybını doğurur. Bir de oyuncuların hak edişlerinin gecikmesi konusu var. Bu, oyuncuların bireysel ve kolektif performansını çok etkiler. Tedirgin olan futbolcular, rakipler karşısında avare kalırlar.
***
Son maçlarda alınan istikrarsız ve ikbalsiz sonuçların sorumlusu sadece takımın teknik direktörü olarak gösteriliyor. Eğer bir takım bir maç içinde 10 pozisyona girip, bunlardan golsüz çıkıp ve bir de penaltı kaçırıyorsa, bunun nedeni takımın hocası değildir. Tek sorumlu futbolcudur. Çarpım tablosunu öğretmen üretir, öğrencisine ise beceri ve zekayla problemi çözmek düşer! Oyuncuların böyle atıl hale gelmesinde özel hayatlarındaki düzensizlikler baş nedendir. Ama futbolcuların yaşamlarını takip etmekle sorumlu olan iki kapı gibi menajer varken, bu sorunlar neden kaynaklanıyor acaba... Bilen var mı?
***
Trabzon'da sevmediğimiz bir alışkanlık var. Başarısız serilerin ardından, bir galibiyetle her sorun ve yanlış bitiyormuş havası estiriliyor. Ama kazın ayağının öyle olmadığı ve sorunların bitmediği daha sonra anlaşılıyor. Ama her ne halse bu huyumuzdan bir türlü vazgeçemiyoruz. Şüphesiz iyimserlik güzel bir özellik ama bu iyimserliği hakikatlerin önüne geçirmemek kaydıyla.. Yoksa 'Polyanna'cılık bizi içinden çıkılması zor girdaplara sokar. Burada yapılması gereken bu başarısızlık gerceğinin nedenlerinin araştırılıp, giderilmesidir. İste Trabzonspor'un bir başarısız tarafı da budur. Yani takımın öz eleştirisinde pek de etkili ve sağlıklı olduğu söylenemez. Şimdi Trabzonspor'un önünde milli maç hasebiyle verilen bir ara var. Bu ara müthiş bir fırsat ve en iyi şeklinde değerlendirilmeli. Önce Galatasaray ardından kendi sahasında Kayserispor maçları... Bordo-mavililer bu periyottan azami derecede kazançlı çıkmalıdır. Aksi halde, kulüp içinde bazı taşlar yerinden oynatılabilir. Ama unutulmamalıdır ki şampiyonluğa oynayan bir takım, bir sezon içerisinde 3 teknik direktör değişimini asla kaldıramaz.