Trabzonspor gelişimiyle birlikte önce Trabzon, sonra da içinde yer aldığı Karadeniz Bölgesi sınırlarını aştı. Bunu yazmaya bile gerek yok ama hatırlatmakta yarar görüyorum. Trabzonspor, tüm Türkiye'nin takımı oldu. Bordo-mavililer, geçmiş günlerde elde ettikleri başarılarıyla yalnız kendi taraftarlarının değil, tüm futbolseverlerin gönlünde taht kurdu. Her şeyde olduğu gibi Trabzonspor da bugün bir duraklama dönemi yaşamaya başladı. Temennimiz bu krizin en kısa sürede atlatılması. Çünkü, Türk futbolunun puan cetvelinin altında ve iddiasız bir Trabzonspor'a tahammülü yok. Lig başladı başlayalı, bordo-mavili takımdan iyi sinyal alamamanın üzüntüsünü yaşıyor milyonlarca Trabzonlu. Sonradan takım olmaya çalışanlar bile bu duruma zil takıp oynuyor, Karadenizli kahrından ölüyor. Sözün özü, artık Faroz'da bile kemençenin teli gevşemiş. Eski horon unutulmuş, yerini inleyen nağmelere terk etmiş görünüyor.
Yeniden diriliş İstanbul her zaman Trabzonspor için dönüm noktası olmuştur. Kazanılan şampiyonluklarda, bu şehir bordo-mavilileri ayakta karşılamıştır. Avrupa'daki başarıları üzerine de Trabzonspor'un omuzlarına "Gönüllerin şampiyonu" apoletini asmıştır. Hangi Anadolu takımı olursa olsun, İstanbul'da Trabzonspor'un yarısı kadar seyircisini tribüne çekememiştir. Bu hafta bordo-mavililerin İstanbul'da Büyükşehir sınavı var. Eminim Trabzonsporlu taraftarlar Atatürk Olimpiyat Stadı'na akın edeceklerdir. Şimdi takımın çok büyük desteğe ihtiyacı var. İstanbul'daki Trabzonlular, hem bu desteği verecek güçte, hem de en az Trabzon'dakiler kadar bu takımı sevecek yürekte. Öyleyse diriliş için ilk adım İstanbul'da atılmalı. Şimdi sıra Trabzonsporlu futbolcularda. Biraz gayret, biraz heyecan. Sonrada ver elini zirve yolu. Zor bir şey değil bu.