Futbolda gol yeme korkusu, gol atmaya engeldir! Kimi teknik direktörler yediğinden fazlasını atacak yetenekli golcülere sahip olmalarına karşın, yenilmekten korkuyor! Beşiktaş, böyle dönemleri çok yaşadı. Mustafa Denizli cesur, riski ve yenilikçiliği seven bir futbol adamı. Düşüncede değişimden çekinmez! Öteden beri benimsediği "hücum futbolu"nu uygulamada. Beşiktaş'ta uygun ortamı bulması, futbol felsefesini sahaya yansıtması açısından büyük şans. Gol yeme korkusunu atan Beşiktaş, oyunu rakip alana yıkabilecek yetenekte olan futbolculara sahip. Bu görüntüsünü Kayserispor maçına dek sahaya yansıttı. Kayseri'de disiplinden kopmuş bir takım vardı... En güvenilen usta ayaklarda, sorumsuzca, liderliğin verdiği rahatlık vardı. Kaptanlık sorumluluğuyla atağa kalkışını sadece iki maçta gösteren Delgado, bir kez daha "deplasman sendromu" yaşadı... İnönü'de kükreyen, deplasmanda ise yürüyen Arjantinli ile birlikte Holosko'nun maçlardaki etkisizliği, Denizli'nin üstünde durması gereken ciddi bir sorun... Denizli'nin, oyun planını ve hesaplarını alt üst edecek bir diğer bölge de kanatlar. Serdar Kurtuluş, sakatlık öncesi formuna ulaşamazken İbrahim Üzülmez, rakibiyle boğuşmada gösterdiği başarıyı gollük ortalarla tamamlaması gereken bindirmelerde bir türlü gösteremiyor. Yine dağınık, yine kontrolsüz... Futbolda, oyunun kontrolünü elde tutmak için tempo düşürülür. Tempo, bazen yorgunluktan da düşebiliyor. O zaman da keyif kaçıyor, izleyen sıkılıyor... Turkcell Süper Lig'de 70-80 dakika yüksek tempoda oynayabilecek takım yok. Limit 60-65 dakikadır. Bu süre de kazanmak için yeterli olabiliyor. Beşiktaş, bu güç düzeyinde olamadığı için çok puan yitirir! Kayseri'de üç puan yitirmesi, "yenilgisiz tek lider" stresinden kurtulması açısından hayırlı olabilir...