Biz de samba yapabilir miyiz? Şu bir gerçek ki F.Bahçe'de Zico ile beraber Brezilya rüzgârları esmeye başladı. Saha içi olsun, dışı olsun, hep güzellikler seyrediyoruz. Dün Zico'nun basın toplantısını izlerken hemen kaleme sarılma ihtiyacı hissettim. Futbolcu kazanma ustası bu adama çok haksızlıklar yapılıyor. Mesela Gökhan, PSV maçında 11'de sahaya çıkarken Önder sakat filan değil kulübedeydi. Maçtan önce herkes tercihin yanlış olduğunu söyleyip kalemlerini bilemişlerdi. Ama Gökhan o gün hocasını mahcup etmedi ve Milli Takım'a kadar yükseldi. Gene Deniz geçen sene eşini kaybettiğinde futbolu bırakma noktasına gelmişken Zico ondan asla vazgeçmedi. Appiah'ı sağda oynattı, Deniz'e de Aurelio ile beraber görev verdi. Yasin, Appiah sakat filan değildi. Deniz de Milli Takım'a kadar yükseldi. Semih'e çok güvendiği için transfer yaptırmadı. Sürekli ilk 11'de Tuncay'la beraber çift santrfor oynattı. Ama takım hem Avrupa'da (Dinamo Kiev maçları) hem de ligde taban yaparken Semih tek gol atamıyor ve sezon ortasında Kezman getirtiliyordu. Daha örnekler çok ama Zico'nun felsefesi sadece futbolcu kazanmaktır, bunu böyle bilelim.
Carlos-Üzülmez farkı Sezon başında İbrahim Üzülmez, Carlos ile alay eder gibi "F:Bahçe bitmiş adamı aldı. Biz daha iyi sol bekiz" diye veciz laflar etmişti. Geçen gün Carlos'a bu konu hatırlatılınca alınan yanıt "Üzülmez çok iyi futbolcu, hatta Türkiye'nin en iyi sol kanadı" şeklindeydi. İki futbolcu arasındaki kalite farkını yorumlamayı size bırakıyorum. F.Bahçe-İnter maçı (ilk maç) her iki takım için de son derece önemliydi. Skor sıkıntılıyken (1-0) Alex mükemmel bir kafa şutu atıyor kaleci Julio Cesar da inanılmaz refleksle topu kornere çeliyor, beraber yere düşüyorlar. Bizden biri olsa ilk önce kaleciye diklenir (Ne ballısın) sonra da direkleri tekmeler şov yapar. Ama Alex ve Cesar beraber kalkıyorlar, sahalarda ender gördüğümüz bu güzel pozisyonu birbirlerine sarılarak ve gülerek kutluyorlar.
Zico'dan tarihi sözler Bir spor kanalında dün Zico'nun belgeselini seyrettim. İtalya'ya 3-2 yenilip kupaya veda ettikleri maçtan sonra dünyada futbolun bittiğini söyledi, "Ondan sonraki Dünya Kupalarından kimse zevk almadı" dedi. "Herkes puan ve skor peşinde koşmaya başladı. Kimse futbolun güzelliğini düşünmedi. Savunmayı bilmeyen Brezilya bile artık dünyaya savunmacı ihraç ediyor" diye ekledi. İşte bu adamlar böyle düşünüyorlar. Yıllardır kavgasını yaptığım bu felsefede "Önemli olan sadece futbolun güzelliğidir. Gerisi laftır, siyasettir, kavgadır, ranttır, paradır" dedim. İşte sırf bu yüzden Brezilya futboluna ve futbolcularına aşık olan bir insanım. Sahi kuzum, siz hiç Alex'ten Carlos'tan Vederson'dan Aurelio'dan, Deivid'den rakibe, hakeme, seyirciye bir terbiyesizlik, bir provokasyon gördünüz mü. Ya da Zico'dan bir şikâyet. Her konuşmalarında herkese saygı duyduklarını söylüyorlar. Peki biz ne diyoruz hiç düşündünüz mü? Son bir soru: "Acaba biz de bir gün samba yapabilecek seviyeye gelebilecek miyiz?" İnşallah diyelim.