Beşiktaş hayata döndü Bir sürü faciadan ve kapanan Avrupa macerasından sonra Beşiktaş'ın kolay toparlanacağını sanmıyordum. A.Gücü maçında yanıldığımı anladım. Taşlar yerine oturunca çok farklı bir Beşiktaş ortaya çıktı. "Taşlar" derken; İbrahim Kaş'tan başlayalım... Sezon başında oynadığı maçların hiçbirinde sırıtmamıştı. Ancak İbrahim Toraman, Gökhan Zan ve Diatta'nın varlığı onu kenara itmişti. Yedekte kaldığı sürenin sonlarında Norveç maçı için Milli Takıma çağırılması, ilk 11'de sahaya çıkması bir Fatih Terim doğrusuydu. 12. dakikada sakatlanması ise onun ve Beşiktaş'ın şanssızlığıydı. İbrahim Kaş, 100. yılın Ronaldo'sunu andıran sakin, dengeli ve topu oyuna sokma becerisi ile piştikçe yükselecek. Sanırım yıllarca formayı kimseye kaptırmayacak. Bir dizi arayıştan sonra yeni sistem de Beşiktaş'ı düzlüğe çıkaracak gibi görünüyor. 4-3-1-2'de Serdar Özkan, Cisse ve Tello oynamaktan keyif alıyorlar. Onların önündeki, ilerideki ikilinin arkasındaki Delgado, nihayet gerçek yerini buldu. Beşiktaş'ta asıl sorun ileri ikilide... Top kendisinde değilse Bobo oyunla tüm bağlarını koparıyor. Adam eksiltmek, pres yapmak gibi modern futbolun olmazsa olmazlarını Bobo gereksiz ayrıntılar olarak görüyor. Bir yere kadar geldi, orada durdu. Bilmeli ki daha çalışacağı çok ders var. Nobre kalpten oynuyor ama boş oynuyor. Kendini gözden geçirmezse "kulübe mahkumu" olmaya devam edecek. Beşiktaşlı futbolcular bunalımdan kurtulmuş gibiler. Avrupa defterinin kapanmasından sonra, ligde şampiyonluk şansının devam ettiğini Ankaragücü maçında fark ettiler. 3-1'lik skor Beşiktaş'ın bu sezon iki farklı ilk galibiyetiydi. Göreceksiniz son olmayacak.