Türkiye'nin utancı Rakip seyirciyi stada veya salona almamak, 'Türkiye geri kalmış ülkedir, güvenliği sağlamaktan acizdir' demekir Cezalı olduğu için şeref tribününe girmesi yasak olan Demirören, 'seyirci' sıfatıyla maçı nasıl izliyor Vali Bey!
Bursa maçına Beşiktaş taraftarları alınmazken, Demirören maçı açık tribünden izleyerek takımına destek verdi. Taraftarları almamak çözüm müdür? Bu tür kararlar Türkiye'nin utancıdır. Galatasaray-Fenerbahçe basketbol maçında da Fenerliler yoktu, Galatasaraylılar vardı. Bu şu demek: Türkiye geri kalmış bir ülkedir, bir stadyumda bir salonda güvenliği sağlamaktan acizdir, bu yüzden de sporun en büyük amacına ihanet etmektedir. Lafa gelince Spor dostluktur, kardeşliktir' ama hayır düşmanlıkları körüklüyoruz ve onaylıyoruz. Ama bunun günahı Türk spor medyasının... Bu kadar olaylara seyirci kalan, bu kadar sessiz, bu kadar kendisini sıfır sayan bir medya ile her şey olur.
YA FENER OLSAYDI! Düşünebiliyor musunuz; ligin son maçı ve Fenerbahçe, Denizlispor ile oynayacak; Denizli'de... Denizli, 1 puan alırsa Galatasaray şampiyon olacak... Denizli'nin Galatasaraylı Vali'si diyor ki; 'Ben bu statta güvenliği sağlayamam, Fenerbahçeliler stadyuma girmeyecek. Maç, başından sonuna kadar Denizli seyircisinin önünde oynanıyor. Türkiye'nin halini düşünebiliyor musunuz!.. Bugün Bursa-Beşiktaş maçındaki karara sessiz kalan bu 'Kutsal ittifak' denilen medyanın hangi manşetleri atacağını düşünebiliyor musunuz? Ucu kendilerine dokununca aslan kesilen ama ucu kendilerine dokunmayınca fareleşen bir medyam var benim. 1. sayfalık haberdir, Bursa'nın aldığı karar. Dünyanın en azılı derbisi ilan ediliyor, Galatasaray-Fenerbahçe maçı... Galatasaray seyircisi orada, Bursa-Beşiktaş maçında Beşiktaş seyircisi yok. Beşiktaş seyircisi yok da cezalı olduğu için tribüne girmesi yasak olan, yani sadece seyirci sıfatı bulunan Yıldırım Demirören nasıl alınıyor o tribüne!.. Kendi aldığı yasak kararını nasıl çiğniyor Vali efendi? Yıldırım Demirören, Beşiktaş yöneticisi olarak şeref tribününe giremez. Beşiktaş seyircisi olarak da o tribüne giremez, çünkü karar alınmış. Vali'ye, devlete, hükümete, herkese, 'Ben otururum arkadaş' deyip oturuyor. Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu... Peki, hani yansıması? 'Yıldırım Demirören o tribüne nasıl girdi' diye eleştiren bir tane yazı okudunuz mu? Gücün yetene mi Vali'sin sen!.. 'Gösterseydi polisleri, boşaltsaydın o tribünü' diyen var mı? Yok. Ben televizyonun başından nasıl seyrediyorsam, bu medya da öyle seyrediyor olayları... Yeter ki ucu Fenerbahçe'ye dokunmasın.