Yol açık, yolcu hazır Fenerbahçe yeni çehresini bugün yakalayacak. Eğer çok büyük aksilik olmazsa, yıllardır beklenen hedef için ilk adım atılacak. Yaklaşık 1.5 yıl önce, Fenerbahçe Stadı'nda bir yazı vardı. Denizli travmasından çıkmış, üst üste üçüncü şampiyonluğu sezonun son maçında kaçırmanın şokunu yaşayan bir yönetim, 100 yılda "Hedef 17. şampiyonluk" sloganına sarılmıştı.
Büyük düşünmek Bunu eleştirdim. Çünkü büyüyen bir kulübün, rakiplerine tesiste de, kadroda da, anlayışta da fark koymuş bir camianın hedefini şampiyonlukla sınırlandırmasına karşı çıktım. "Hedef Avrupa'da şampiyonluk" diye yazılmalıydı dedim. Bunun gerçekleşmesinin zor, çok hazırlık isteyen, birçok faktörün bir araya gelmesi, her şeyden önemlisi Türkiye'deki başarının peşinden gelişmesiyle olacağını biliyordum. Ama büyük hedefe yürürken, vizyonunuzu da, yatırımlarınızı da büyütürsünüz. O hedef sizi hep yukarılara çeker, peşinden koşarken zaten domestic başarıları kucağınıza alırsınız. Bu yüzden Fenerbahçe'nin hedefinin bu olması gerektiğine inandım ve o gün, o sloganı eleştirdim. Bugün CSKA maçından sonra bu hedefe bir adam daha yaklaşılacak. Sonucun ne olacağı çok önemli değil. Galibiyet büyük ihtimal, Fenerbahçe tarihinde bir ilk gerçekleştirip, Avrupa şampiyonlarının rakibi olacak. Ama yenilse bile yoluna devam edecek. Yine başka bir kulvarda daha farklı takımlara karşı, ama hedefini yine şampiyonluk koyarak yürüyebilecek. Fenerbahçe yönetimini bu kulvara sokan, başkan Aziz Yıldırım'ın sezon başındaki, "Avrupa'da başarılı olmak hayal" şeklindeki sözlerine rağmen hedefi değiştirtmeyen, bu vizyonu fark eden taraftarıdır aslında. Fenerbahçeliler, Türkiye'deki şampiyonlukları elbette sevinçle karşılıyorlardı. Ama geçen yılların getirdiği farklılık onları zaten Türkiye'de şampiyonluğa oynayacak bir takımları olacağını biliyorlardı. En iyi oyuncuları transfer etme gücünü sahip yönetime sahipler. En büyük statta, en yüksek bilet ücretini ödeyerek kulüplerine bu imkânı sağlıyorlar. Ama tek eksikleri Avrupa'ya da hükmedecek, korku salacak, iddialı sahaya çıkacak bir takımdı.
Kaliteyi gördük Bu yüzden Fenerbahçe taraftarı bu başarıyı çok istedi ve bunun sağlanması için de baskı yaptı. Bugün Türkiye'deki kanallar bize Dünya futbolunu sunuyorlar. Her ligi, her takımı seyrediyoruz. İyi futbolun, çağdaş oyunun, kalitenin veya yeteneğin ne olduğunu görüyor, ünlü hocaların stratejilerini seyrediyoruz. Ve aynılarını istiyoruz. Fenerbahçeliler de buna kendilerini layık gördüler ve eksikleri olmadığına inanarak, bunu talep ettiler.
Güven başkadır İşte bugün bu hedefin ilk adımı atılacak. Tekrarlıyorum; sonuç hiç önemli değil. Önemli olan bu hedefi taşımak ve bunun için çalışmaktır. Ertesi gün "Bizimkiler ellerinden geleninin en iyisini yaptı ama güçleri ancak buna yetti" diyerek vicdanımızla hesaplaşmaktır. Fenerbahçe kadrosu her rakiple başa baş oynayacak güçte. Kaybettiğine karşı bile, kazanabileceğini bilerek oynayacakladır. Bu inancı taşıyan bir camia ile bu güce sahip bir yönetim ve kadro var Fenerbahçe'de.. Tek eksik tecrübe... O da telafi edilir. Bu sene, seneye veya üç sene sonra. Ama her sene bu finaller oynanarak.