İyi başladık Serdar'ın sakatlanmasıyla uzun zamandır formu ve psikolojisi tartışılan milli kalecimiz Volkan, yeniden kalede zorunlu yer bulunca; onun performansından bu maç için bütün F.Bahçeliler endişeliydiler. Anderlecht deplasmanında Volkan'ın kaleci şansı da yanında olduğundan, 90 dakikayı kusursuz tamamladı. Önder'in doğduğu yerle doyduğu yer arasında kalması heyecanını ve duygularını artırmıştı. Deivid ve Deniz sahada basmadık yer bırakmazken, Carlos bir bekten nasıl bir süper yıldız olurunun adeta kitabını yazdı. Edu, Lugano, Aureilo görevlerini eksiksiz yaparken; Alex ve Tümer ise klaslarını beklediğimiz şekilde ortaya koyamadılar. Bizce kapasitelerinin halen yüzde 40'ı ile oynuyorlar.
Kulağı çekilen çocuk Kezman ise adeta kulağı çekilmiş bir çocuk gibiydi. Kendisi için F.Bahçe'de kredisinin tükendiğini anladığından, bütün hünerlerini sahaya yansıtma gayreti içindeydi. Devrenin hemen başında beklediğimiz mucizenin Kezman tarafından gerçekleştirilmesi onu da, camiayı da rahatlattı. Bu, turun gelmesinin de müjdesiydi. Bu turun atlanması F.Bahçe için, hem ekonomi hem de özgüven açısından son derece önemliydi. Yönetim, gayet iyi bildiği takımdaki eksiklikleri Avrupa'ya uygun şekilde tamamlarsa (ki buna mecburlar), 100. yılın keyfini kendileri de, camia da birlikte Avrupa'da dimdik yaşarlar. 74'te de uyuyan güzel Alex, durdu durdu yine turnayı gözünden vurdu ve skoru Belçika'da 2-0'a taşıdı.