Anadolu'da 'Yiğit düştüğü yerden kalkar' derler. Ertuğrul Sağlam 6 yıl önce Beşiktaş'tan gönderildiği yerde bu kez dimdik ayaktaydı.
Anadolu'da "Yiğit düştüğü yerden kalkar" derler, Ertuğrul Sağlam'ınki de o hesap. Altı yıl önce, Scala'nın hesapsız, yönetimin insafsız tavrıyla Beşiktaş'tan apar-topar gönderildiğinde İsviçre kampındaydı. Santrforken stoper oynamaya bile razı olmuştu da yine de yaranamamıştı birilerine. Zürih havaalanında gözleri yaşlı uçağını beklerken, bir gün aynı
havaalanında çok büyük sevinç içinde bekleyebileceğini aklının ucundan geçirmiş miydi acaba. Kaderin ona bir borcu vardı, hak etmediği şekilde boynunu bükmüştü Zürih'te.
Kulübeden fırladı Yıllar sonra gururlu bir sevinçle ödeşeceklerdi. Daha 3. dakikada Bobo ve Cisse'nin gönderdiği yere değil, adeta, ısrarla kendi bildiği yere giden meşin yuvarlak Delgado'nun ayağından ağlarla buluşunca kulübeden fırlayıp, büyük bir sevinç yaşıyordu Ertuğrul Sağlam hoca. Tello'nun yokluğunda Serdar'ı sol kanada, Ali Tandoğan'ı sağ kanada monte ederken elindekilerle yetinmeyi bildiğini de kanıtlıyordu. Tek forvet olarak Bobo'yu kullanırken, "Birlikte oynayamazlar" denilen Delgado ve Rico Paşa'yı da cesaretle onbire koymuştu...
Skor tur için yeterli İkinci yarıya başlarken Ali Tandoğan'ı çıkarıp İbrahim Akın'ı sahaya süren Ertuğrul hoca, Serdar Özkan'ı sağ kanata çekerek bir yandan takıma dinamizm kazandırırken diğer yandan hücum gücünü de arttırıyordu. Sonuç olarak Beşiktaş, kendine çok güvenen, maça çıkarken üçün, beşin hesabını yapan Zürih'i doğru bir taktik anlayışla durdururken, tur için büyük bir avantajı da cebine koyuyordu. Ertuğrul Sağlam, tam altı yıl sonra yine Zürih'ten Türkiye'ye dönüyordu ama bu kez mutlu ve gururluydu. Çünkü son dakikada gelen talihsiz gole rağmen alınan bu beraberliğin tur için yeteceğine o da bizim gibi inanıyordu. Beşiktaş, Avrupa'da bir yandan iddialı konumunu korurken, diğer yandan da Türkiye'ye puan kazandırmanın onurunu yaşıyordu.
Servisi