Demirlek derbiyi tatil etse ne olurdu! Renk aşkı, Türk futbolseveri için tek başına yeterli değil artık. Kaliteli futbol ve kaliteli futbolcu istiyor seyirci. Yazın ortasında Lincoln için 20 bin kişi Olimpiyat Stadı'na gidiyorsa, Roberto Carlos için 15 bin kişi Şükrü Saracoğlu Stadı'na koşuyorsa bu, kaliteyi aradığı içindir. Ama gel gör ki, bizim federasyonumuz, bir görsel eğlence olan futbolu ve yıldızlarını izletmemek için ayak diretiyor ve cezayı, değirmeni döndüren suya kesiyor! Geçen sezon üç büyükler tam 6 maçını seyircisiz (GS 3, FB 2, BJK 1), 4 maçını İstanbul dışında (FB 3, BJK 1) oynamak zorunda kaldı. Kuşkusuz İstanbul seyircisinin kendisini sorgulaması gerekir. Ancak siz federasyon olarak futbol markasını korumanın yolunun, futbolseveri stada sokmamaktan geçtiğini düşünüyorsanız, "Öğrenciler olmasa Milli Eğitim'i yönetmek çok kolay" diyen zihniyetle aynı kulvara geçersiniz. Bu ceza sisteminin yenilenmesi gerekir. Mesela 2001-02 sezonunda Serdar Tatlı, koltuklar sahaya atıldığı ve maçın oynanması engellediği için Trabzon- Beşiktaş karşılaşmasını tatil etmişti. Beşiktaş hükmen galip ilan edildi, Trabzon'a 1 maç saha kapama verildi. Acaba Bülent Demirlek, Serdar Tatlı kadar deneyimli olsaydı ve G.Saray- F.Bahçe maçında yapması gerekeni yapsaydı, maçı tatil etseydi ne olacaktı? Bu sezona sarkan bir ceza furyası yaşanacak mıydı? Yoksa ligdeki sıralamayı değiştirmeyen "Fener'e hükmen galibiyet, Galatasaray'a 3 puan silme" cezasıyla mı kapanacaktı dosya? Sonuç olarak G.Saray seyircisi cezalı başlıyor sezona. Sadece seyirci değil, futbolcular ve kulüp de cezalı başlıyor. Yani vitrine mal koyduğu sezona dükkana müşteri almadan giriyor. Haydi hayırlı işler...