Alın teri olmadan Fener'in, G.Saray'ı kıskandığını ileri süren Polat, bir tek neden söyleyebilir mi acaba! Saracoğlu'nda F.Bahçe camiasının emekleri var, Seyrantepe'de ise devletin imkânları
Adnan Polat'ın söylediği "F.Bahçe bizi kıskanıyor" sözü ile ilgili salı günü fazla detaya girmeden bir yazı kaleme almıştım. Yazı belki küçüktü ama tepkiler büyük oldu. O yüzden konuyu biraz daha açmaya karar vedim. Şimdi; F.Bahçe, G.Saray'ı kıskansın da neden kıskansın? 100. yılında futbol takımı şampiyon olamayan, bayan basketbol takımı küme düşen G.Saray'a karşı 100. yılında hizmet verdiği 8 branşın 7'sinde şampiyonluk yaşayan, bir tek voleybolda o da bayanlarda 2'nci, erkeklerde de 3'üncü olan bir F.Bahçe gerçeği var. Yine o F.Bahçe, ezeli rakibi G.Saray'ı 100. yılında karşılaştığı tüm branşlardaki bütün maçlarda yenerek 16-0'lık ezici bir üstdünlük sağlamış. Şirketleşme, halka açılma, kurumsallaşma, taraftar profili açısından zaten fersah fersah önde olan F.Bahçe, rakibine kulüp gelirleri bakımından da fark atmış durumda. Stat başta olmak üzere tesisler konusunda herhalde konuşmaya gerek yok. Ürün ve kombine satışlarında ise G.Saray'ın, F.Bahçe'nin yanına yaklaşma ihtimali şu anda ufukta görünmüyor. "Bütün bu şartlar altında F.Bahçe G.Saray'ı neden kıskanmalı?" İşte Adnan Polat'a oradaki muhabir arkadaşlarımızın sorması gereken soru buydu. Ama kimse nedense konuyu kapatacak bu soruyu sormadığı için haliyle merak edilen yanıt da gelmedi.
KENDİ MALI DEĞİL Kİ Haaa... Geriye kaldı bir Seyrantepe projesi. Proje diyorum, çünkü hâlâ hayata geçirilmiş bir şey mevzubahis değil. Ama olacak. Maketlere bakarsak Şükrü Saracoğlu'ndan daha da güzel olacak. Zaten işin doğrusu da bu. Hep daha iyisi yapılmalı ki kazanan Türk futbolu olsun. Yalnız anlayamadıkları bir konu var. O stat asla Saracoğlu olamayacaktır. Kendi malı olmayan, orada kiracı oturan G.Saray, Ali Sami Yen'i sanki kendi malıymış gibi topluma yutturmaya çalışmış ama gerçekleri açıklamak durumunda olanlar (bizler gibi) sayesinde oyun bozulmuştur. Yine de kendilerine yeni bir stat yaptırmak için devletin bütün olanaklarını haksız da olsa harekete geçirmişlerdir. Neyse o ayrı konu, asıl anlatmak istediğim başka. TEK KURUŞ ALINMADI Seyrantepe Kadıköy olamaz, çünkü Şükrü Saracoğlu devletten tek kuruş alınmadan, tamamen kulübün kendi çabalarıyla yapılmıştır. Bir tribün yıkılırken, diğer üç tribün önünde maçlar oynanmıştır. Biletler yüzünden büyük bir maddi kayıp yaşanmış, haliyle tribünlerde yer alamadığı için taraftar sayısında azalma olmuş, duvarlarla çevrilen yerlerde maçlar, hatta Şampiyonlar Ligi maçları bile tehlikeye atılmış, yine de o stadın inşası tamamlanmıştır. Taraftar kombinelerini stat inşaat halindeyken almış, Feneriumlara akın ederek büyük gelirler bırakmış, sabahın erken saatlerinde elleriyle taş taşımış, mabedine kavuşmak için koşturmuştur. O yüzden F.Bahçeliler için orası bir mabettir, kendi evleridir. Seviyorlar, sahip çıkıyorlar, toz kondurmuyorlar. Seyrantepe'ye gidecek G.Saraylılar devletin tüm olanaklarından yararlanmış ber şekilde etliye sütlüye dokunmadan stada (statlarına demiyorum) gidip maç seyrederlerken Kadıköy'deki F.Bahçe taraftarları Saracoğlu'nda başka duygular içinde olacaklardır. O yüzden diyorum ya; dünyanın en güzel stadını da yapsanız yönetimiyle, camiasıyla, emekle, alın teriyle, taraftar parasıyla yapılan stadın onda biri değerinde bile olmayacaktır. İşte söylemek istediğim sadece budur.
Servisi
