Bu kafayla olmaz Bu kafayla gittiğimiz sürece Avrupa'yı yakalamamız mümkün olmayacak. Büyük düşünemiyoruz. Milli Takımlar düzeyinde yabancı sınırlamasını kaldırmış ülkelerle aramızda dağlar kadar fark var, daha da açılıyor. Kulüp takımları düzeyinde ise zaten hiç yokuz. Şovenist düşüncelerden kendimizi kurtaramıyoruz. Aziz Yıldırım'ın verdiği 19 yabancılı Chelsea çok çarpıcı örnek. İki-üç yabancı alınınca medyanın büyük bölümü F.Bahçe'nin, Chelsea olmasını istiyor, bekliyor, olamayınca da acımasızca yükleniyor.
Federasyon uyuyor Eğer Avrupa çapında bir takım yaratılamıyorsa bunun tek sorumlusu federasyondur. Bana herkes, "F.Bahçe hangi yabancıyı alacak" diye soruyor. Karar çıkmazsa hiç kimseyi alamaz, bu kadar basit. 8 yıl önceki G.Saray örneğini artık unutalım. Oralarda kalıcı olmak önemli. Avrupa'da artık kimse G.Saray'dan bahsetmiyor bile. AB'yi istiyoruz, peki alınırsak dolaşım hakkı kazanılmayacak mı? O zaman ne olacak? Bir ay önce Haluk Ulusoy bu konu hakkında, 'En kısa zamanda toplanıp açıklama yapacağız' dedi. Dün Affan Keçeci 'Gündemimizde böyle bir konu yok. Olursa bakarız' diyor. Her zaman verdiğim örneği vererek konuyu kapatıyorum. Yabancı sınırlaması olmayan İtalya Dünya Şampiyonu, sınırlama koyan Türkiye ise Dünya Kupası'na katılamıyor. Hangisinin doğru örnek olduğu kabak gibi ortada.
* * * Beşiktaş'ın bayan basketbolcusu Yasemin Horasan, İtalya'nın Napoli takımına transfer oldu. Başarılar dilerim. Giderayak verdiği demeçte, F.Bahçe taraftarına adeta kin kustu. "Küfürden nefret ediyorum" diyerek F.Bahçe maçında kendisine edilen küfürlerden rahatsız olduğunu, futbol seyircisinin basket seyircisine karıştığını söylemiş. Beşiktaş seyircisine de teşekkür etmiş. İşte taraftar popülizminin son örneği. Sevgili Yasemin, hepimiz küfürden nefret ediyoruz, nerede edilirse edilsin karşı çıkıyoruz. Sen sadece Kadıköy'dekilere karşı çıkıyorsun. Yıllarca Akaretler'de F.Bahçeli meslektaşlarına edilen küfürleri duymadın mı, yoksa duymazdan mı geldin? Gene orada F.Bahçe'nin kaptanı Serap'ın kafası, atılan koltuktan yarıldığında nerelerdeydin, neden bu demeçleri vermedin? Yoksa o sırada sen hayalinde yaşattığın ve teşekkür ettiğin Beşiktaş seyircisini bu hareketleri için içten içe alkışlıyor muydun? Aslında bunlar Yasemin ile ilgili bir konu değil. Mesela Ali Sami Yen'deki olayları federasyonun kıyağı ile en küçük ceza ile atlatan G.Saray'ı, Tahkim'de kendilerine haksızlık edildiğini söyleyecek yöneticilere büyük destek veren kalemşörleri de düşünmeli. Ya da İnönü'de her maç 90 dakika Aziz Yıldırım'a edilen küfürleri asla duymayan ama Yıldırım Demirören'e edilen küfürleri manşetlere çıkaran diğer kalemşörleri de unutmamalı. Yani Yasemin'in söylediklerine fazla kızmıyorum. Kız, abilerinden gördüğünü uyguluyor. Not: Tanıdığım çok iyi insanlardan biri olan Derwall'in vefatına çok üzüldüm. Kendisine Allah'tan rahmet, geride kalan sevdiklerine metanet dilerim.