Umut fakirin... Anadolu'da güzel bir söz vardır; "umut fakirin ekmeği, ye Memedim ye" derler. Bu kadar karmaşık, bu kadar hesaplanamaz, bu kadar sürprize açık bir lig sezonunu hiç hatırlamıyorum. Kağıt üzerinde yüzde yüz görünen sonuçların bile realitede gerçekleşmesi artık kolay görülür bir şey değil. Ligin tepesindekiler ile dibindekiler karşılaştıklarında kimse sonuç için kesin konuşma şansına sahip değil. Hâl böyle olunca da ligin seyri için kesin yargılara varma şansımız kalmıyor. Bu satırların yazarı, G.Saray'ın şampiyonluk şansını imkânsız, ikincilik şansının da çok ama çok zor olduğunu düşünüyordu. Ki benim gibi pek çok kişinin de ortak görüşüydü bu. Ancak hem F.Bahçe'nin, hem de Beşiktaş'ın beklenmeyen puan kayıpları verdiğimiz hükümlerin yeniden gözden geçirilmesini zorunlu kılıyor. Bu lig üzerine yazı yazmanın, erken konuşmanın, peşin kararlar vermenin yanlış olduğunu artık net olarak görüyorum.
Şampiyon bile olabilir Öyleyse, G.Saray takımının G.Birliği maçında ortaya koyduğu pozitif futbolu devam ettirmesi halinde bırakın ikinciliği, şampiyonluk yarışını bile zorlayabileceğini ummak çok da hayalcilik değil. F.Bahçe'nin, ligden düşmemek için can havliyle mücadele eden takımlarla oynayacağı, iki derbi maçı için deplasmana geleceği göz önüne alınırsa önümüzdeki altı haftada köprünün altından çok daha sular akacağını söylemek kehanet olmaz. Keza Beşiktaş takımı da yüksek baskı altında kalmanın dayanılmaz zorluğunu yaşıyor. Kesin sonuç alıcı futbol oynamaktan uzak. Bu şartlar altında geçen haftaki pozitif futbol ve skor, kümede kalma savaşı veren dişli ve sert Ç. Rize karşısında sergilenirse bu havanın sarı kırmızılı takımı lig sonuna kadar sürükleyeceğini ve ciddi olarak tekrar potaya sokacağını düşünüyorum. Önümüzdeki hafta pek çok dengenin değişeceği bir hafta olabilir. Adnan Polat'a bu anlamda katılıyorum. Sahadaki mücadeleye bakıldığında hak ettiği yerde olmayan tek büyük takım G.Saray.