İki penaltı Penaltı deyip geçmeyin, bir penaltı verilmesinin ne kadar önemli olduğu bu hafta çok iyi anlaşıldı. F.Bahçeli Tümer'in, Kayseri'de açık bir şekilde yerle bir edilmesini körler bile penaltıyla cezalandırırdı ama sinirlenen insanların küfürlerini ana dilleriyle yaptıklarını bilmekten aciz Vedat Yüksel'in, Edu'nun İngilizce küfrettiğini iddia ederek, vermediği penaltıya bir de kılıf takması özrünün kabahatinden büyük olduğunu ortaya koydu. Bu penaltı gol olsa F.Bahçe'nin puanı 55 değil 57 olacaktı. Liderin iki puanını bir hakem çalmış oldu. Gelelim İnönü'ye.. Gazetemizde İlker Ateş'in pazar günü kritiğini okumuşsunuzdur. Beşiktaş yöneticileri bile hakemin lehlerine çaldığı penaltının uydurma olduğu, aksine Gökhan Zan'ın yaptığı penaltının es geçildiği yazılmıştı. Yani Beşiktaş başka gol atamadığı için haksız penaltıyla 1 değil 3 puan almış ve puanı 49 olması gerekirken 51'e çıkmıştır. Özetle, iki hakem, iki yanlış kararla F.Bahçe ile Beşiktaş arasındaki puan farkı 8 olması gerekirken, bunu 4'e düşürmüşlerdi. Sanırım dünyanın hiçbir yerinde iki şampiyon adayı arasında aynı gün içinde bu kadar büyük haksızlık yapıldığı görülmemiştir.
Yozgatlı oynamalı Yarına gelince; Zico, Rizespor maçını izlemişse Beşiktaş'ın sol kanadını maviyeşilli takımın nasıl dağıttığını görmüştür. Bu nedenle orta sahanın sağına Mehmet Yozgatlı'nın, Deniz'in yerine de Appiah'ın oynatılmasının ne derece etkili olacağı da ortaya çıkmıştır. F.Bahçe, İnönü'de mutlaka gol atmaya çalışmalıdır ve berabere bile kalırsa turu geçecektir. Geçen hafta yapılan büyük haksızlıkların F.Bahçeli futbolcuları da isyan ettirdiği ve bunun acısını sahada çıkarmak isteyecekleri aşikardır. Yeter ki Çulcu yine hakem seçiminde yanlı ve yanlış davranmasın ve yine F.Bahçe'nin oyuncusu haksız olarak atılırken Beşiktaş'ınkinin sırtı sıvazlanmasın.