Rakibi kendisi Beşiktaş'ın "yarışmacı" olmayan bir teknik direktörle buralara gelebilmesi "mucize" gibi bir şey. Kesin gerçek şu: Beşiktaş, Tigana'ya rağmen artık "çok ciddi", hatta "avantajlı" bir şampiyon adayı. Bu yazıda Tigana'yı yine "yerden yere" vuracağım ama bir hakkını da teslim edeceğim. Önce Tigana'nın "alkışı" hak eden tarafıyla başlayalım. Onun sayesinde Beşiktaş "oyun disiplini" ve "fizik güç" olarak tavana vurdu. Oynamasa bile, rakibi oynatmayan bir oyun modeli geliştirdi. Pres yapan, yardımlaşan ve "kalpten" oynayan bir Beşiktaş ortaya çıktı. Bütün bunlarla Beşiktaş, İnönü'deki son 11 resmi maçın tamamını kazandı "başı dik" terk etti. İki sezon sonra ilk kez 5 maçı üst üste kazandı.
Beşiktaş bütün bu artılarla 10 maçta 22 puan toplayıp, son 5 maçta sadece 1 gol yiyerek 2'nci yarının "tartışmasız lideri" oldu. Gelelim Tigana'nın eksilerine... Elbise vitrine çıkmaya hazırlanırken o hâlâ yakasıyla paçasıyla oynayıp, "ütü" yapmayı aklına getirmiyor. 4-4-2'den vazgeçip, 1 maçta "üçlü forvet", ötekinde "tek forvet" gibi "akıl dışı" sistemler icat edip, "ateşle" oynuyor. Üç puanla biten 5 maçın son 4'ünde bu "komik" sistemlerle 3 pozisyon bile bulamıyor. Bobo yokken bile "ikili forvetle" oynasa "tek kale" maç yapacağının farkına varamıyor. Bu "keçi inadı" devam ettiği için her maçı "meleklerin yardımıyla" kazanıyor. İddialı demeçler veren Beşiktaşlı yöneticiler de bunları görmezden gelmeye devam ediyorlar. Son söz... Beşiktaş'ın yedi değil, sekiz ciddi rakibi var. En ciddi rakip, Tigana!