Helâl etmiyorum "İşin çivisi çıktı" diye yazıp çizmekten gına geldi. Futbolumuzu gerçekten seven ve kurtarmak isteyenlerin seslerini yükseltme zamanı geldi de geçiyor. 7 Nisan 2007 tarihini not edin. Bu tarih ya futbolumuzun bittiği, ya da kurtuluşa erişeceği tarih olacaktır. Kararı, Türk futbolunu sevenler verecektir. Federasyon, Beşiktaş maçını cumartesiye alarak toplumumuza anlamlı bir mesaj vermiştir. Yani, "Biz buyuz kardeşim, işinize gelirse" diyor. Ülke menfaati için Suriye'ye gidip, oradan ölüsü gelen F.Bahçe'nin maçını pazara değil de "Beşiktaş kupa için birgün fazla dinlensin" diye onların maçını cumartesiye almalarını bir yana bırakalım. Ve geçen seneye dönüp biraz hafıza tazeleyelim. Hatırlayın, berabere bile kalsa şampiyon olamayacak G.Saray, İnönü'ye gitmeden önce Yıldırım Demirören ve Adnan Polat yemekte buluştular. Orada karşılıklı sözler verildi. Demirören, Polat'a, "Kupa bizim, lig sizin" dedi ve iki gün sonra G.Saray, Beşiktaş'a yenildi. (Sergen, Cordoba kovuldu). Denizli'de yaşanan futbol dışı olaylardan sonra F.Bahçe'nin iki maçta eze eze yendiği, kupadan elediği G.Saray şampiyon olurken, kupayı da herkes tarafından tetikçi ilan edilen Bülent Demirlek'in üstün gayretleriyle ligi 20-25 puan geride kapatan Beşiktaş aldı. Seramonisi de hastane koridorlarında yapıldı.
Çirkin ittifak sürüyor Bu sene de değişen bir şey yok. Demirören, Polat, Ulusoy, Çulcu, Cavcav yine aynı yerdeler. F.Bahçe yine alnının teriyle, emeğiyle ligi ve kupayı kovalıyor. Ama nereye kadar? Bu çirkin ittifakla ne kadar mücadele edebilir ki? 6 puan gerideki takımın başkanı "Şampiyonuz" diyor. Sanırsınız ki adamın takımı Barcelona. Ligin son haftalarında en kötü top oynayan takımın başkanı taraftarına, "Şampiyonuluğu şimdiden kutlayın" diyor. Neye göre böyle konuşuyor diye düşünürken, 7 Nisan'daki iki maçta yanıtı alıyoruz. Sezon başından beri lehine tek penaltı çalınmayan F.Bahçe'nin yüzde yüzlük penaltısı Vedat Yüksel tarafından yenilirken, Rize karşısında Beşiktaş, Aytekin Durmaz'ın yarattığı penaltıyla galip getiriliyor. Edu haksız yere atılıyor, Beşiktaş maçına çıkartılmıyor. (Vedat Yüksel panik halinde raporuna küfür diye yazmış. Yalan, çünkü kendisi inanacağımız bir insan değil) Bu kadar tezgâhtan sonra eğer futbolumuzda hâlâ bir değişiklik olmayacaksa, 48 kere şerefle milli formasını taşıdığım, 36 yılımı verdiğim futbolumuza hakkımı helâl etmeyeceğim. Tek üzüldüğüm nokta bu mücadelede yandaş bulmakta zorlanmam. Hepsi bu.