Seni seviyorum Her gün söylemekten bıkmıyorum. Futbol, bütün sıkıntılarına rağmen seni yürekten seviyorum. Orta sınıf bir takım olarak düşündüğüm Alkmaar, dün gece birçok eksiği bulunmasına rağmen bana keyif veren bir futbol izlettirdi. Mükemmel bir oyun planı ve uygulama adeta bilgisayar programından çıkmış bir formattaydı. İlk 15 dakikada neredeyse santim pas yanlışı yapmayan AZ, yalnız kalecisinin ukala tavırları dışında sıfır hatayla oynadı. Göbekten yediği gole kadar F.Bahçe de performans olarak hiç fena değildi. Tek pası ve verkaçları mükemmel uygulayan rakibi karşısında bir ara demoralize dakikalar yaşayan sarı-lacivertliler, Tümer'in muhteşem vuruşuyla beraberliği yakaladılar.
Yine de olmadı Yürekleri sevgi dolu tribünlerin müthiş desteğiyle ulaşılan olumlu hava, Deivid'in direkten dönen vuruşu eğer golle sonuçlanabilseydi, Fener'in elinden Alkmaar'ı eminim ki ilk 45'te hiçbir güç kurtaramazdı. İkinci devre biz futbol aşıkları; Fenerbahçe'nin sevgililer günü armağınını beklerken iki şok gol yenince bütün ümitlerimiz tükendi. Defansın üst üste yaptığı hatalar takımın motivasyonunu yok ederken, maçın İspanyol hakeminin de negatif katkıları oyunun ve sevgililer gününün tadını kaçırmaya yetti. Hırs, mücadele ve forma aşkı dolu futbolculardan biri olan Tuncay, mükemmel bir gol ile skoru 2-3'e taşıdı. Hemen sonrasında Tümer'in bütün Türkiye'yi ayağa kaldıran harika vuruşuyla durum 3-3 eşitlendi. Kaçan pozisyonları, direkten dönen topu, verilmeyen yüzde 100 penaltıları ve nobran hakemin rezillikleri geceye damgasını vurdu. Sezon başında Kayserispor karşısında izlediğimiz Alkmaar ile dün geceki arasında büyük farklar vardı. Onlar, bu kupaya belli ki bizden daha iyi hazırlanmışlardı. F.Bahçe ise bana göre Avrupa'ya Dinamo Kiev maçında veda etmişti.
Servisi
