Müsaitseniz gelecektik Haluk Ulusoy'a basın toplantısında soruyorlar, "Fenerbahçe-Alkmaar maçına gidecek misiniz?" diye. Başkan bir süre düşündükten sonra, "Gidebilirim. Umarım Aziz başkan bizi ağırlar" diyor. Planlanarak yapılan bir açıklama değildi ama her tozdan alerji kapıp hapşırmayı adet edinen Fenerbahçe'yi tepki vermeye zorlayacak bir hamleydi bu. Birincisi; Fenerbahçe, başkanı ağırlar ama memnuniyetsizliğini statta sergileyeceği mesafeyle gösterebilirdi. İkincisi; uzatılan eli sıkıp ilişkilerde yeni bir sayfa açabilirdi. Üçüncüsü de çağrıya tepkisiz kalıp tavrını başka bir yolla ortaya koyabilirdi. Aziz bey ve yönetimi dördüncü bir yol açtılar, tüm nezaket kurallarını devre dışı bırakıp açıkça "Gelmeyin" dediler. İnce siyaseti bilmedikleri belliydi de, bu kadarını kimse beklemiyordu doğrusu. Şükrü Saracoğlu'na 2009 UEFA finalini getiren adamı aynı stada sokmayarak, belki de haklı oldukları bir davada oldukça zor bir duruma düştüler. Ve hepsinden önemlisi, Türk kültürünün en önemli öğelerinden biri olan "misafirperverlik" geleneğini yerle bir ettiler. En çok da buna yazık...