Psikolojik savaş Fenerbahçe 75 dakika kötü oynadığı maçta Erciyes'te iki puan bıraktı. Son 15 dakikada ise farka bile gidebilirdi. Maçın teknik analizini yaptık. Kafama takılan başka şeyler var. Mesela Galatasaray'a 90 dakika döküldüğü maçtan sonra övgüler yağdırılırken, Fenerbahçe'de daha ilk haftada felaket senaryoları yazılması son derece manidar değil mi? Çok değil 15 gün sonra AZ Alkmaar maçıyla yükselişe geçilip, aradaki puan farkı açılacaktır. Zico belki konuşmuyor ama ben biliyorum ki düşüncesi de gittiği yol da Antalya'daki plan programı da bu yönde. Biraz bekleyin bakalım. Aslında bu haftanın sorusu şu olmalı: G.Saray ve Beşiktaş'tan ilk 11'de direkt oynayan 5 futbolcuyu birden çıkarın bakalım ne olacak?" Kıstas yaparken, bu gerçekleri de görmezden gelmeyeceksiniz.
***
Laf salatası ile F.Bahçe'ye puan kaybettireceğiz" diyenler erken konuşuyorlar. G.Saray bu futbolla Kayseri'de bir puanı zor alır. Haftaya aradaki fark büyük ihtimalle 7 ya da 8 olacaktır. O zaman da "psikolojik savaş" gibi garip sözcükleri kullananları gene ortalarda görmek isteriz.
***
G.Saraylı taraftarlar küfür etmeyeceklerini, "küfür Fenerbahçe maçında edilecek" sloganıyla açıkladılar. Halbuki biz o maç için neler düşünüyorduk. Fenerbahçe'nin 100. yılında şampiyonluk turunu Ali Sami Yen'de atması da olasılıklar içinde. Hatırlarsanız, Chelsea şampiyonluğunu Manchester'da kutlamıştı. M. United'lı futbolcular, iki sıra olmuşlar Chelsea'li futbolcuları sahaya çıkarken alkışlıyorlardı. Böyle bir köprüyü Ali Sami Yen'de de kurmak çok mu zor olur acaba?
***
Beşiktaş-Ankaragücü maçından sonra ışıkların, diğer maçın sonucunu beklemek için söndürüldüğü herkesin dilindeydi. Hatta Ankaragücü, federasyondan soruşturma bile talep etti. Bütün bunlar ortadayken ve konuşuluyorken, yazanlara yuh çekenler ve adam gibi yazmaya davet edenler çıktı. Onlara göre Rize-G.Birliği maçının sonucu Beşiktaş'ı etkilemezmiş. Öyle diyorlar... Evet beraberlik ve Gençler'in galibiyeti etkilemezdi ama Rize galip gelse Beşiktaş'a bir puan yetiyordu. Nasıl etkilemezmiş bir anlatsalar da anlasak. Uyanık teknik adamlar, ofans-defans ayarını o dakikadan itibaren yaparlar. Herkesin perde arkasında konuşup da yazamadıklarını yazmaya devam edeceğiz. Haklı olduğumuz halde ne kimseye yuh çekeriz, ne de kimsenin adamlığını sorgularız. "O işi okurlarımıza bırakmak en iyisi" der gülüp geçeriz.
Servisi
