Üç altın puan Çok krıtik bir maça çıkmıştı Galatasaray... Puan kaybı, her türlü olumsuzluğa gebeydi. Bilenen kılıçlar, Gerets ve yönetimin omuzlarının üzerinde dolaşıyordu. Takımın kendine olan güvenini kazanması ve beraberlik serisini de kırması gerekiyordu. Herhangi bir lig maçının dışında Galatasaray'ın kazanmak zorunluluğu için fazlasıyla gerekçesi vardı. Gerets de bunun farkındaydı. Bu kez kumar oynamak yerine sağlam olmayı tercih etti. "Tek forvetle gol pozisyonu üretilemez" diye saçma sapan bir teori var. Dünyada kendisine önlem alınan bütün üst düzey takımlar, orta saha zenginliğini ön planda tutan tek santrfora dayalı oyun tarzını benimsiyorlar. Dün Erciyes maçına bu strateji ile başlayan sarı-kırmızılı takım, ilk yarıda hem pozisyon vermedi, hem baskılı oynadı, hem de rahat rahat gol pozisyonu buldu. Ama her maçın bir kırılma noktası var. Orhan Ak'ın atılması da bu maçın tüm dengelerini alt üst etti. Üstelik ikinci yarının sonlarına doğru Aydın-Necati değişikliği, takımın defansif düzeyini biraz düşürmüştü. Bu şartlarda beklenen, ikinci yarı Erciyes'in bastırması, Galatasaray'ın da savunmaya çekilmesiydi. Gerets, uzun zamandır kendisinden görmediğimiz derecede doğru bir müdahalede bulundu. İliç'i dışarıya, Cihan'ı içeriye aldı. Artık bundan sonrası futbolun şartlarına kalmıştı. Nitekim, bu denklemde ortaya bir Mondragon gerçeği çıktı.
Mondi güven tazeledi Mondragon için özel bir paragraf açmamız gerekiyor. PSVmaçında iki kötü gol yiyen Kolombiyalı, bu maçta sayamadığımız derecede net pozisyonları kurtararak, kelimenin tam anlamıyla güven tazeledi. 10 kişi kalan takımının sayısal eksikliğini, çift kişilik oynayarak neredeyse giderdi. Mondragon'un muhteşem kişisel direnişi, saygıyı sonuna kadar hak etti. Bu arada Erciyes seyircinin bir tavrı da Anadolu takımlarının niye bir türlü zihinsel olarak büyüyemediklerinin göstergesiydi. Kendi evinde oynayan bir takımın, üstelik de yarım devre bir kişi eksik kalmış rakibi karşısında atılan beraberlik golüne verdikleri tepki o kadar abartılıydı ki kendi takımlarına ne kadar az güvendiklerini gösteriyordu. Sonuçta Galatasaray, üç altın puanla evinde döndü ve beraberlik serisini kırdı.