AKHiSAR'DAN EMRE ÇIKTI Hep yazarım, iddia ederim, yetkilerim olsa şöyle bir emir verirdim: "Nerede kısa ve çabuk orta saha adamı varsa, tez buluna, getirile ve hemen ilk 11'e konula!.." Değerli taşların özelliği birkaç elementten oluşmalarıdır. Tek istisnası pırlantadır, o sadece 1 elementten; yani karbondan oluşur. Bunun için çok özeldir. İşte bir tane daha pırlanta çıktı, hem de ne çıkış. Ben Galatasaray'ın B.Mönchengladbach maçını seyrederken bir ara maçı bıraktım onu seyrettim. Akhisar'dan almışlar, rakibe diazem kullandırtır bu çocuk. İnanılmaz bir seziye, top gelmeden önce ne yapacağına karar verme, hem de 2-3 alternatifli bir karar verme yetisine sahip. Topu ayağına aldığında ona adeta harem ağası inceliğinde hükmedebilme, pasın şiddetini mükemmel ayarlayabilme, duracağı yeri çok iyi bildiği ve sezdiği için tüm dönen ve seken topları alabilme, derinliğine, sadece dikine oynayabilme. Çocuğa hayran oldum arkadaş. Üstelik bunları, belki de ilk kez çıktığı böyle bir sahada, bir Alman devinin karşısında ve G.Saray'ın bir zamanlar peşine düştüğü, pranga uzmanı Polanski'nin karşısında yapabilme. Oğuz, bak güzel kardeşim; sen Emre'den sonra, o yaşta benim gördüğüm en yetenekli adamsın, bu kesin. Aklını kullan ne olur! Ben oynadığın her maçta yaptığın her hareketi analiz ekibime didik-didik ettireceğim. Senin gelişmen için elimden geleni yapacağım ve bunu istersen seninle de ama öncelikle Türk halkı ile paylaşacağım. Geldiği günden beri teknik adamlığına hep inandığım Gerets'i, M.Gladbach maçındaki "Türk gencine güvenen kadrosu'' nedeni ile kutlarken Oğuz transferini yapan G.Saraylı yöneticileri de ayakta alkışlıyorum.